Saraybosna’daki talihsizlik yüzünden yaşadığımız zaman kaybı Novi Sad fikrimizi rafa kaldırmamıza sebep olmuştu. Biz de yönümüzü Belgrad’a doğru çevirdik. Zamanımız oldukça kısıtlıydı. Akşam saatlerinde şehre varabildik.
Belgrad, Sırbistan’ın en büyük şehri ve aynı zamanda da başkenti. “Beyaz Şehir” anlamına gelen Belgrad, Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği bölgede bulunmakta. Coğrafi olarak stratejik bir noktada bulunan şehirde birçok imparatorluk hüküm sürmüştür. Osmanlının şehri fethetmesi Kanuni zamanında olmuş, buradaki binlerce kişi İstanbul’a, günümüzde Belgrad ormanları denilen bölgeye gönderilmiştir. I. ve II. Dünya Savaşları’nı yakınen yaşayan şehir, uzun bir dönem Yugoslavya’nın başkentliğini yapmıştır.
Belgrad Gezilecek Yerler
1-Kalemegdan: Tuna ve Sava nehirlerinin kesişim noktasında bulunan Belgrad Kalesi ve çevresi (Türklerin koyduğu isim ile “Kale Meydanı”), turistik olarak şehrin en ilgi çeken noktası. Şehrin sembolü de olan bölge, 16 yüzyıl boyunca sürekli yıkılıp tekrar yapılmak durumunda kalmış. Knez Mihaliova Caddesi’nin sonunda bulunan bu bölge Belgrad gezinizde ilk tercihiniz olmalı. Askeri müze, Pobednik (Zafer) Anıtı, Damat Ali Paşa Türbesi, İstanbul Kapısı gibi yerler görülecekler arasında.
2- Knez Mihailova Caddesi: Neredeyse her şehrin bir “İstiklal Caddesi” vardır. Burası da Belgrad’ın ana caddesi, şehrin kalbi. Araç trafiğine kapalı olan cadde, yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda. Cadde boyunca kafe ve restoranlar, alışveriş mağazaları sıralanmış. İnsanlar için yaygın bir buluşma noktası.
3- Rebuplic Square (Cumhuriyet Meydanı): Kalemegdan’a yürüme mesafesinde, Knez Mihailova Caddesi’nin hemen yanında yer alan meydan, şehrin göbeğinde bulunuyor. Fotoğrafta görülen heykel Prens Mihailo’a ait. İşaret parmağıyla İstanbul’u gösterdiği söylenen Mihailo, Osmanlıdan alınan son şehirlerin ardından Türklerin İstanbul’a dönmesi gerektiğini anlatmaktaymış. Bu arkadaş ismini Knez Mihailova Caddesi’ne de vermiş. Heykelin hemen arkasında Ulusal Müze bulunuyor. Sağ tarafta ise Ulusal Tiyatro yer almakta.
4- Aziz Sava Katedrali: Sırp Ortodoks Kilisesi’nin kurucusu Aziz Sava’ya atfedilen katedral, Balkanların en büyüğü olarak göze çarpmakta. Yapımına 1935 yılında başlanmış olmasına rağmen henüz tamamen bitirilememiş. Belli bir bölümü ziyarete açık olan katedral, Belgrad gezimde aklımda kalan yerlerden.
5- Otomobil Müzesi: Arabalara, özellikle de eski olanlarına ilginiz varsa burası tam size göre bir yer 🙂 En eskisi 1897 yılına ait olan arabaları incelerken geçmişe yolculuk yapacaksınız. Müzenin tek kötü tarafı, küçük bir alana sıkışmış olması. Giriş ücreti ise 200 dinar, yaklaşık 10 TL.
6- Nikola Tesla Müzesi: Belki de Belgrad adına en çok gitmek istediğim ancak gidemediğim müze. Hayatını okuyup hayran kaldığım bilim adamı Nikola Tesla adına açılan müzeye sabahın erken saatlerinde geldiğimiz için giremedik. Birkaç deneye bizzat katılabileceğiniz müzenin giriş ücreti 500 dinar.
7- Skadarlija: Eski parke taşlarla döşeli bölge, şehrin “bohem” köşesi. Her iki tarafında sağlı sollu güzel mekanları bulabileceğiniz caddenin kuzeydoğu köşesinde Saraybosna’dakine benzer bir sebil bulunuyor.
8- Savamala: Kalemegdan’ın güneyinde yer alan bölge, eski bir yerleşim yeri. Sokak sanatına ve gece hayatına ilgi duyanlar için tavsiye edilen bölgede yenileme çalışmaları yapılmakta. Yani eski görünümünü her an kaybedebilir.
9 – Zemun: Belgrad’ı bölge bölge tanıtmaya devam edeyim. Kalemegdan’ın karşısında, Tuna Nehri boyunca uzanan Zemun, şehrin yeni popüler noktalarından. En güzel bisiklet rotalarından birine sahip olan bölge aynı zamanda gün batımı için de tavsiye ediliyor. Bizim de bisikletle keşfettiğimiz Zemun, nehir kenarında birçok güzel restorana da ev sahipliği yapıyor.
10- Gardos (The Millenium) Tower: Zemun bölgesinde yer alan kule, 1896 yılında inşa edilmiş. Macar devletinin 1000 yıllık bölgede varlığına ithafen yapıldığı için “Milenyum” olarak da adlandırılmakta. 36 metre yüksekliğe sahip Gardos Kulesi’nin tepesinden Belgrad manzarası izlemek isteyenler için ücret 200 dinar.
11- Ada Ciganlija: Şehrin 4 kilometre güneybatı kısmında bulunan bölge, “Belgrad’ın denizi” olarak geçmekte. Yaz aylarının vazgeçilmezi olan Ada Ciganlija, plajıyla, su sporu imkanlarıyla ve yeşilliğiyle Belgrad sakinlerinin olduğu kadar turistlerin de uğrak noktası.
12- Aziz Mark Kilisesi (Tasmajdan Park): Taş Meydan’da yer alan bu görkemli kilise 1940 yılında tamamlanmış. Sırp – Bizans mimarisi ile inşa edilen yapının iç mimarisi ise oldukça sade bir görünümde.
13- Parlamento Binası: Sırbistan’ın bağımsızlığını kazanmasından hemen sonra yıkılan büyük bir Osmanlı camisinin üzerine inşa edilen binanın yeni temeli 1907 yılında atılmış, yapımı 1936 yılında bitirilmiş.
14- Bayraklı Cami: Belgrad’da aktif olarak kullanılan tek cami olan Bayraklı Cami, 16. yüzyıl sonlarına doğru inşa edilmiş. Osmanlı döneminde yaklaşık 200 tane olan camilerden ayakta sadece bu cami kalabilmiş.
15- Nikola Pasiç Meydanı: Burası şehrin merkezinde önemli meydanlarından biri ve ülke için önemli bir kişiliğe atfedilmiş. Nikola Pasiç politikaya ömrünü adayan bir arkadaş. İki kez Belgrad valiliği, 5 kez Sırbistan başbakanlığı ve 3 kez Yugoslav Krallığı başbakanlığı yapmış.
16- Avala Tower: “Ben Belgrad’ı daha yüksek bir tepeden görmek istiyorum” diyenlere gelsin burası 🙂 Şehre yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunan kule, 205 metre yüksekliğiyle çok güzel şehir manzarası sunmakta. Oralara kadar gitmişken Bilinmeyen Kahraman Anıtı‘nı da görmeyi ihmal etmeyin.
Bu arada şehri genel hatlarıyla yürüyerek gezmek mümkünken, 2 nolu tramvay size kısa bir şehir turu imkanı vermekte. Bloglarda ücret vermeden binenleri duyabilirsiniz, ancak yakalandığınızda yüklü bir ceza ödemek durumunda kalacağınızı hatırlatayım; yani bence biletinizi alıp tramvayı kullanın derim 🙂
Her ne kadar güzel güzel şehri anlatsam da, sonuç olarak Belgrad’ı ben sevemedim. Karmaşık geldi bana. Ancak giden arkadaşlarımdan hep olumlu şeyler duydum. Demek ki ya Belgrad gününde değildi ya da ben… 🙂
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel
Yorumlar
Ceyda
(11 Mart 2019 - 09:06)Mutlaka gezilip görülmesi gereken bir yer, yazı için teşekkürler 🙂