Yurt içi hedeflerimden olan UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki yerleri Ağustos 2018’de tamamladıktan sonra kendime yeni hedefler belirlemem gerekiyordu. En güzel ve kolay ulaşılmaz hedef olarak da ülkemizdeki bütün şehirleri gezmeyi seçtim. Bugüne kadar 68 ilimizi gezmiştim ve Çankırı 69. il oldu. Hedefime 12 il kaldı.
İç Anadolu Bölgesi’nde Ankara’nın kuzeydoğusunda yer alan Çankırı, kısmen Karadeniz’e geçiş bölgesinde bulunuyor. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, zengin bir kültür mirasına sahip şehrin adı “Gangra”, “Kangırı”, “Kangarı” gibi isimlerden gelmekte. Ankara’dan Kastamonu’ya olan yolculuğumuzda yol üstünde kalan Çankırı’yı bu vesileyle gezdik.
Çankırı Gezilecek Yerler
Çankırı Kalesi: Öncelikle söylemem gerekiyor ki burada kale kalmamış, sadece birkaç sur kalıntısı. Burayı, şehre hakim küçük bir tepeye kurulmuş güzel bir mesire alanı olarak düşünebilirsiniz.
Geçmişte Romalılar, Bizanslılar, Danişmentliler, Selçuklular ve Osmanlılar dönemlerinde oldukça sağlam bir kale varmış burada. Zamanla terk edilmiş ve kendi haline bırakılmış. Şimdilerde ise oldukça güzel bir şekilde düzenleme ve yenileme çalışmaları yapılmış.
Kalenin çevrelediği alan oldukça güzel ve yeşil. Alanda bazı antik eserlerin yanında Çankırı fatihi Emir Karatekin Bey’in türbesi bulunuyor. Kalenin olumsuz özelliklerinden biri ise park alanının kısıtlı olması.
Kalenin güzel bir şehir manzarası bulunuyor. Belediye de buna kayıtsız kalmamış ve artık birçok yerde gördüğümüz seyir terası burada da yapılmış. Camı koruyucu ilginç ayakkabılarla gezilen cam terasın giriş ücreti 3 TL.
Çankırı Evleri: Geleneksel Türk evlerinin örnekleri Çankırı’da da bulunmakta. Birbirine ardışık şekilde birçok tarihi evi görebilirsiniz. Çankırı’nın birinci derecede deprem kuşağında olması ve bu yüzden oluşan arsa sıkıntısı buna sebep olmuş.
Şemsiyeli Sokak: Farklı tarz sokakları seviyorum. Çankırı Belediyesi tarafından hazırlanan bu proje ile şehir merkezindeki bazı sokaklar renkli şemsiyelerle süslenmiş. Alparslan Türkeş Caddesi, Kuyumcular Sokak ve Şehit Üst Teğmen Mehmet Ata Sokak’ta renkli şemsiyeleri görebilirsiniz.
Sultan Süleyman Cami: Şüphesiz şehrin en ihtişamlı camisi. Dış cephesinde ve minaresinde kesme taş kullanılmış eserin yapımı 1558 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi Sadık Kalfa tarafından tamamlanmış. Yapı, hem dış mimarisi hem de iç güzelliği ile dikkat çekiyor.
Çankırı Müzesi: Çankırı’nın tarihine ışık tutan bir müze. Arkeoloji, etnografya, doğa tarihi gibi bölümleri bulunmakta. Bina olarak Eski Hükümet Binası kullanılıyor. Restorasyon nedeniyle kapalı. 2021’in bahar aylarında açılması planlanıyor.
Buğday Pazarı Cami ve Medresesi: Diğer adıyla Hazımiye Medresesi 18. yüzyıldan günümüze ulaşan ahşap iki katlı bir eser. Çankırı Belediyesinin katkılarıyla etnografik eserlerin sergilendiği bir yapıya dönüştürülmüş. Medreseye kadar gelmişken camiyi ziyaret etmeyi unutmayın. Ayrıca burada yapılan gözlemeler için güzel yorumlar bulunuyor benden söylemesi 😊
Çivitçioğlu Medresesi: Hazımiye Medresesi gibi 18. yüzyıl (1754) eserlerinden. Zamanın eğitim merkezi olan yapı. Günümüzde geleneksel Türk süsleme sanatlarının üretildiği ve sergilendiği sanat merkezi olarak kullanılıyor.
Saat Kulesi: Osmanlı’da 19. yüzyılın sonlarına doğru yaygınlaşan saat kulesi uygulamalarından bir örnek. Sultan Süleyman Cami’ye yakın konumda bulunuyor. Yüksekliği 15 metre olan saat kulesi, dört cepheli bir yapıya sahip.
Tarihi Çamaşırhane Müzesi: Dönemin temizlik açısından ortak kullanım alanı olan Çamaşırhane belediyenin restorasyon çalışmaları ile müze haline dönüştürülmüş. Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla da farklı ve güzel bir müze olmuş. Biz gittiğimizde pandemi dolayısıyla kapalıydı. Giriş ücreti 3 TL.
Yeraltı Tuz Şehri: Belki de Çankırı adına en çok görmek istediğim ancak göremediğim yer 😊 Kapanış saati 16.30 olan mağaraya, kapanışına 2-3 dakika kala yetişebildik. Ancak içeri almadılar.
Burası hakkında bilgi vermek gerekirse, mağara Hititler döneminden beri tuz kaynağı olarak kullanılmaktaymış. Belediyenin projesi ile dış tarafında danışma, kafeterya, mescit ve tuvaletlerin bulunduğu bir bina ve mağaranın içinde de heykeller ile düzenlemeler yapılmış. Fotoğrafları oldukça güzel gözüküyor. Çankırı’ya yolunuz düşerse görmenizi tavsiye ederim. Giriş ücreti 7 TL.
Derya Lokantası: Burası yöresel yemeklerin sunulduğu küçük bir esnaf lokantası. Ancak şehirde oldukça ünlü. Çankırı için yazılan gezi sayfalarında denk gelebilirsiniz.
Çankırı’da geçirdiğimiz kısa vaktin ardından asıl hedefimiz olan Kastamonu’ya doğru yol aldık.
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel