Trakya gezimizin son durağı Edirne, ülkemizin kuzeybatısında yer almakta. Bulgaristan ve Yunanistan’a sınır komşusu olan şehir, Osmanlı’nın ikinci başkenti. Uzun yıllar başkentlik yapmasından (88 yıl) dolayı kültürel ve tarihi olarak büyük bir öneme sahip. UNESCO’nun listesine aldığı Selimiye Cami de Edirne’de bulunuyor.
Edirne Gezilecek Yerler
1- Selimiye Cami: Kelimelerle nasıl anlatılır ki…Mimar Sinan’ın bile “Ustalık eserim” dediği yer Selimiye Cami. Yapımına 1568 yılında başlanıp 15 000 kişinin çalışmasıyla ancak 7 yılda bitirilebilen cami, 2011 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.
Bu ihtişamlı yapı, dört tane üç şerefeli minaresiyle, muhteşem kubbesiyle Osmanlının en önemli eserlerinden biri. Minareler oldukça ince olmasına rağmen 85 metre yüksekliğe sahip.
Caminin içindeki mermer işçiliği, çini süslemeleri göz alıcı. Bir de benim gözümden kaçan bir detay varmış ki, zamanında bilmediğim için çok üzüldüm 😊 O da mermer sütunların birinde yer alan ters lale motifi. Bu motifin de rivayet edilen hikayesi şöyle: Caminin yapılacağı yer lale bahçesidir, ancak bahçe sahibi arsasını satmak istememektedir. İkna çabaları sonucunda camiye lale motifi konulması şartıyla arsayı satmayı kabul eder, Mimar Sinan da arsa sahibinin tersliğini anlatmak için ters lale motifini cami sütununa koyar.
Bu arada, Selimiye Cami’nin dış duvarında Balkan Savaşından kalma Bulgar toplarının izini de görebilirsiniz. Atatürk bu izin herkes tarafından görülmesi için onarılmasını istememiş.
Manevi olarak insana huzur veren yapıda bana da bayram namazı kılmak nasip oldu 😊
2- Eski Cami: Çok kubbeli cami örneklerinden biri olan Eski Cami, Edirne’de Osmanlılardan günümüze gelen en eski anıtsal yapı. Yıldırım Bayezid’in oğlu Emir Süleyman tarafından (1403) inşasına başlanan, yine Bayezid’in oğlu Mehmet Çelebi döneminde (1412) tamamlanan yapı şehrin ilk ulu camisi. Osmanlı padişahlarından burada kılıç kuşananlar olması sebebiyle, Cuma ve bayram hutbeleri kılıç kuşanarak yapılmakta ve gelenek sürdürülmekte.
Minber işlemeleri, caminin içinden kafanızı kaldırdığınızda gördüğünüz kubbelerin güzelliği, dekoratif yazılar, Kabe’den getirildiğine inanılan taşın caminin iç duvarlarından birinde olması bu camiyi ziyaret etmek için yeterli sebepler.
3- Üç Şerefeli (Burmalı) Cami: Sultan II. Murad döneminde (1443 – 1447) döneminde inşa ettirilen cami, birçok yönden ilkleri barındırmakta. Bunlardan bazıları; ilk revaklı avluya sahip olması, çok kubbe yerine tek kubbeli olması, üç şerefeli minarenin camiyle birlikte kesme taş kullanılarak yapılan ilk minare olması.
Dört minareye sahip caminin her bir minaresi ayrı bir özelliğe sahip. Camiye adını veren Üç Şerefeli Minare, caminin ilk minaresi olup 67 metre uzunluğa sahip. Burmalı minare de Üç Şerefeli kadar ilgi çekmekte.
Caminin hemen arka sokağında restorasyonu yeni tamamlanan, Fatih Sultan Mehmet’in okullarından Saatli Medrese yer alıyor. Yeri gelmişken orayı da ziyaret etmeniz tavsiyemdir.
4- Adalet Kasrı: Edirne Sarayı’nın ayakta kalabilen tek yapısı olan kule, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a 1561 yılında yaptırılmış. Kare planlı kule, dönemin Bakanlar Kurulu ve Yargıtay’ı olarak kullanılmaktaymış. İdam edilenlerin başları buraya çok yakın bir yerdeki ibret taşlarına konulurmuş.
Restorasyon halinde olduğu için karşı kıyıya geçip Matbah-ı Amire (mutfak sarayı) ve Edirne Sarayı kalıntılarını göremedik.
Adalet Kasrı’nın hemen yanında Edirne ile özdeşleşen Kırkpınar Yağlı Güreş Alanı bulunmakta. Bu alanın önünde ise pehlivan heykelleri yer alıyor.
5- Muradiye Cami: Sarayiçi’ne hâkim bir tepede bulunan cami, II. Murat zamanında (1436) inşa edilmiş. Selimiye Cami manzarasına sahip caminin günümüze gelebilen iç duvar süslemeleri ve çinileri görülmeye değer. Cami avlusunda tekke şeyhlerinin, şairlerin ve din alimlerinin mezarlıkları bulunmakta.
6- Tarihi Rüstempaşa Kervansarayı: Mimar Sinan eserlerinden olan kervansaray, Sadrazam Rüstem Paşa tarafından 1560 – 61 yıllarında yaptırılmış. Osmanlı döneminin ihtişamlı yapılarından olan kervansaray günümüzde otel olarak hizmet veriyor.
7- Sokullu Mehmet Paşa Hamamı: Burmalı Cami çaprazında bulunan hamam, 16. yüzyılda inşa edilen Mimar Sinan eserlerinden. Çifte hamam planında olan yapının verdiği hizmet ise oldukça eleştiriliyor.
8- Saraçlar Caddesi: Burası Edirne’nin İstiklal Caddesi. Trafiğe 2008 yılında kapatılan caddede kafeler, restoranlar, alışveriş mağazaları bulunuyor.
9- Alipaşa Çarşısı: Saraçlar Caddesi’nde yer alan çarşı, Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından Hersekli Semiz Ali Paşa tarafından 1569 yılında Mimar Sinan’a yaptırılmış. Halk arasında “Kapalı Çarşı” olarak da bilinen Alipaşa Çarşısı 130 dükkân ve 6 kapıya sahip.
10- Büyük Sinagog: Balkanların en büyük, Avrupa’nın 3. büyük sinagogu konumundaki Büyük Sinagog, 1905’teki yangında yok olan sinagogların yerine II. Abdülhamid’in fermanı ile yaptırılmış (1907). Çok kültürlü şehrin yansıması olan sinagog, oldukça sade bir iç mimariye sahip.
11- Hıdır Baba Tabyaları: Adını tepe üzerinde bulunan Hıdır Baba Türbesinden alan tabyalar, Balkanlar Savaşında önemli kararların alındığı yer olarak biliniyor. Günümüzde restorasyonu devam etmekte.
12- Bulgar Kilisesi: Sultan II. Abdülhamid zamanında (1880) Bulgar vatandaşlar için inşa edilen Ortodoks Kilisesi, günümüzde de kilise faaliyetine devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda restorasyonu tamamlanıp tekrar ibadete açılan kilisenin dış mimarisi göze çarpıyor.
13- Makedonya Kulesi: Diğer bilinen adı ile Saat Kulesi. “Kulede saat yok” diyebilirsiniz. Haklısınız, çünkü saat kaldırılmış. Aslında bu kule, Roma zamanından kalma. Hadrianopolis’in kurucusu hükümdar Hadrianus tarafından yaptırılan surların köşelerindeki 4 surdan ayaktan kalabileni Makedonya Kulesi. Osmanlı zamanında üzerine saat koyularak Saat Kulesi işlevi görmüş. Günümüzde iç kısmı oldukça bakımsız, sadece dışardan bakabiliyorsunuz.
14- Arkeoloji ve Etnografya Müzesi: Selimiye Cami’nin doğusunda kalan müze, 1971 yılında hizmete açılmış. Müzede, Enez (Ainos) Antik Kenti kazısından çıkarılan eserler ile Roma dönemine ait lahitler ve Osmanlı mezarları sergilenmekte. Etnografya kısmında bir Osmanlı başkenti olan Edirne’nin kültüründen kesitler sunuluyor. Müze fazla büyük değil. Selimiye Cami çevresini gezerken görülmeli. Giriş ücreti 6 TL. Müze Kart geçerli.
15- Edirne Kent Müzesi: Gezdiğim şehir hakkında daha iyi bilgi sahibi olmak için eğer varsa oranın Kent Müzesi’ni gezmeye çalışırım. Edirne Kent Müzesi de 2017 yılında Hafız Ağa Konağı’nın müze haline getirilmesiyle faaliyete geçmiş. Edirne’nin tarihinden kültürüne, ekonomisinden sosyolojisine bilgiler bulabileceğiniz müzede Mimar Sinan ve Selimiye Cami de unutulmamış tabi ki. Bu arada müzenin personeli çok ilgili ve güler yüzlü 😊
16- II. Bayezid Külliyesi – Sağlık Müzesi: Osmanlı’da tıp nasıldı diye merak edenler için çok güzel bir yer burası. Temeli 1484 yılında padişah II. Bayezid’in emri ile atılan külliye 4 yıl sonra bitirilmiş. Medrese ve şifahaneden oluşan külliyenin odalarında dönemin sağlık uygulamaları canlandırılmış.
Bir sağlık çalışanı olarak oldukça etkilendiğim müzede, su sesi ve müzikle şifa kısmı benim en çok hoşuma giden bölüm olmuştu. Giriş 5 TL. Üniversite işlettiği için Müze Kart geçmiyor. Akademisyenlere ücretsiz.
17- Av Köşkü: Edirneli bir arkadaşımın tavsiyesi ile gördüğüm yer, 1671 yılında avı çok seven padişah IV. Mehmed (Avcı) tarafından yaptırılmış. Sarayiçi bölgesinde yer alan köşkten günümüze bir bölümü gelebilmiş. Ormanlık alan içinde, sakinlik arayanlar çay – kahve için bu bölgeye gelebilirler. Yemek fiyatları için eleştiriler mevcut, uyarayım 😊
Şehir merkezinden ayrılıp Karaağaç’a geçelim. Meriç Nehri’nin karşı kıyısı Karaağaç, Lozan Antlaşması ile savaş tazminatı olarak topraklarımıza katılmış bölge. Buraya ulaşmak için önce iki köprüyü geçmeniz gerekiyor.
18- Tunca Köprüsü: Tunca Nehri üzerinde yer alan köprü 1608 – 1615 yılları arasında Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış. On gözlü köprünün orta kısmında yazıtlı köşk bulunmakta. Bu bölüm su taşkınları neticesinde yıkılmış ve aslına uygun restore edilmiş.
19- Meriç Köprüsü: Diğer adı Mecidiye Köprüsü olan yapının inşasına Sultan Abdülmecid zamanında 1842 yılında başlanmış, 1847 yılında bitirilmiş. 263 metre uzunluğundaki köprü, on iki kemere sahip. Ortasında mermerden yapılmış yazıtlı köşk bulunmakta. Gün batımlarının değişilmez adreslerinden biri. Selimiye Cami’nin minareleri de köprü fotoğraflarını süslemekte.
20- Karaağaç Tren İstasyonu: II. Abdulhamit döneminde yaptırılan tren istasyonu, mimarisiyle dikkat çekiyor. İstanbul’daki Sirkeci Garı’ndan esinlenilerek inşa edilen yapı, günümüzde Trakya Üniversitesi Rektörlük Binası olarak hizmet veriyor.
21- Lozan Anıtı: Bu anıt, Lozan Antlaşması’ndaki diplomatik zaferi temsil etmekte. Temeli 98 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından atılan anıt, 3 sütundan oluşmakta. Bu sütunlar, en yüksekten başlayarak Anadolu’yu, Trakya’yı ve Karaağaç’ı simgeliyor. Orta bölümde bulunan genç kız; estetik, zerafet ve hukuku, elindeki güvercin barışı ve demokrasiyi, diğer elindeki belge de Lozan Antlaşması’nı sembolize ediyor.
22- Ciğerci Mustafa Usta: Edirne denilince akla ciğer geliyor. Gece geç saatlerde ulaştığımız şehirde açık bulduğumuz Mustafa Usta’da soluğu aldık. Açlıktan mıdır bilinmez tadı gayet güzeldi. Bu arada Edirne’de önerilen mekan Ciğerci Niyazi Usta imiş, belirteyim. Ciğer sevmeyenler için Köfteci Osman tavsiye edilenler arasında.
23- Limon Hostel: Merkezi konumda, uygun fiyatlı ve temiz bir yer arıyorsanız burası ideal bir seçenek. Hostel sahibi oldukça sıcakkanlı ve yardımsever biri. Ancak tekrar söylüyorum burası bir hostel, otel değil 😊
Trakya’yı da böylece geride bıraktım. Tekirdağ yazım için burayı, Kırklareli yazım için burayı tıklayın 😊
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel