Galata Kulesi’nin Tarihi Önemi
Tarihi Galata bölgesinin en eski ve en önemli eseri olan Galata Kulesi 528 yılında Fener Kulesi olarak inşa edilmiştir. Haçlı Seferleri sırasında bir bölümü yıkılınca yeniden inşa edilmiş, Osmanlı Devleti’nin İstanbul’u fethinden sonra da birçok kez restore edilmiştir. 1700’lü yıllarda Yangın Gözetleme Kulesi olarak kullanılmıştır. Geçmişte dönem dönem farklı amaçlarla kullanılmış olması tarihi açıdan kuleye önem katsa da; Hezarfen Ahmed Çelebi’nin buradan Üsküdar’a kanat takarak gerçekleştirdiği uçuş kulenin herkes tarafından bilinmesinin nedenidir.
Galata Kulesi’ne Neden Gidilir?
Yıllar önce belki de 15-20 yıl kadar önce televizyonda Türkiye’nin tanıtım reklamları dönüyordu. İşte ilk defa bu reklamlarda görmüştüm Galata Kulesi‘ni ve Türkiye’de böyle bir yerin olduğuna inanamamıştım. O zamanlar adını bilmesem de ilerleyen yıllarda adını öğrendim ve İstanbul’a ne zaman yolum düşerse mutlaka gideceğim diye aklıma koydum.
Peki neydi beni bu kadar etkileyen? Cevabı vereyim: Kulenin uzunluğu, heybeti ve şehre hakim manzarası 😀 İnanın bu özellikler, kulenin yanı başındayken sizi daha fazla kendine bırakıyor. Az bile hayran kalmışım diyorsunuz.
Galata Kulesi’ne Nasıl Gidilir?
Galata Kulesi, Galata semtinde Beyoğlu’nda bulunmakta. Buraya ulaşmanın farklı yolları olsa da ben size en güzelini tarif edeceğim. Öncelikle yola Eminönü’nden başlayın. Bu sayede hem denizin muhteşem kokusunu içinize çekebilir, hem de Galata Kulesi’ni uzaktan da görebilirsiniz. Daha sonra Galata Köprüsü’nü istikamet alıp Haliç’i karşıya geçin ve sonrasında da tabelaları takip ederek tarihi Beyoğlu sokaklarında tarihi yapılara sağlı sollu göz gezdirerek kuleye tırmanın. İşte bu yol Galata’ya giden yolların en güzeli 😀
Galata Kulesi’ne Giriş
Kuleyi haftanın bütün günleri 09.00-19.00 arasında ziyaret edebiliyorsunuz; ancak restoranında yemek yemek istiyorsanız önceden rezervasyon da yaptırdıysanız akşam 8’den sonra da içeriye girebilirsiniz. Giriş ücretleri 2019 yılı için 15 TL (öğrenci için 7,5 TL, yabancı turist için ise 25 TL). Giriş ücretini ödedikten sonra Galata Kulesi’nin tanıtım broşürü de ücretsiz olarak size veriliyor ve ardından panoramik seyir balkonuna çıkabilmeniz için asansöre doğru yönlendiriliyorsunuz.
Galata Kulesi’nin İçi
Galata Kulesi’nin zemin katında bilet kesim yeri hariç hediyelik eşya satın alabileceğiniz bir bölüm bulunmakta. Yine burada bulunan asansöre binerek kulenin tepesine yani 7. kata çıkıyorsunuz. 7. katta sol tarafta Galata Kulesi’nin tarihçesinin yazılı olduğu bir pano, sağ tarafta ise saraylı kıyafetleriyle fotoğraf çektirebilmeniz için gerekli donanımların bulunduğu bir alan var. Fotoğraf çekim alanının hemen yan tarafındaki merdivenlerden 8. ve 9. kata çıkıyorsunuz. Bu katların ortak özelliği restoranın bulundurması. Ancak fiyatlar epey pahalı olduğundan, burada yemek yiyebilmek için paralı olmak lazım 😀
Haydi gelin 9. yani en üst kattan bahsedelim. Bu kat Galata Kulesi’nde benim en sevdiğim bölüm; çünkü bu bölümde İstanbul’u panoramik olarak seyretmenizi sağlayan genişliği 2 kişinin yan yana ancak geçebileceği kadar olan minicik olan bir balkon bulunmakta. İşte bu balkona sebep yıllardır ne zaman İstanbul’a gitsem bu balkona çıkmadan Trabzon’a geri dönmem.
Galata Kulesi’nden Manzaralar
Balkon’dan Şehr-i İstanbul’u seyrederken bir tarafta Haliç’i, diğer tarafta İstanbul Boğazı‘nı görüyorsunuz. Deniz masmavi göz kırpıyor size. Güneş de parlıyorsa o gün, iyice keyifleniyorsunuz. Bir tarafta Topkapı Sarayı, Ayasofya Cami ve daha birçok cami, diğer tarafta ise Beyoğlu‘nun arka sokakları…
İstanbul’u benim gibi çok sevenler için mini İstanbul turu gibi oluyor. İstanbul’un tarihi ve önemli merkezlerini uzaktan görüyorsunuz. Ancak şunu da söylemeden geçemeyeceğim ki İstanbul’un nasıl beton yapılarla dolup taştığını yani kentleşmenin esiri olduğunu da buradan anlıyorsunuz.
Galata Kulesi’nden Ayrılış
Galata Kulesi’nden ayrılmak bana her zaman zor gelmiştir. Balkonun olduğu katta herkes kuleyi bir defa turlarken ben en az iki kez turluyorum. Hatta bu yüzden ailemle, akrabalarımla veya arkadaşlarımla kaç kez gittiysem her defasında insanları bekletiyorum. Ne yapayım, Galata Kulesi‘nin çevresi yüzlerce metre değil, doyamadan hemen bitiyor. Siz de gittiğiniz de benim gibi yapın olur mu? Manzaranın keyfini doyasıya yaşamadan ayrılmayın 🙂 Sunay Akın’ın Galata Kulesi’yle ilgili şiirini de unutmayın!
Adımlarken Galata kulesinin daracık basamaklarını,
Uçup, uçmayacağını bilmiyordu Hezarfen.
Bir tek şeyden emindi yalnızca;
İnmeyecekti yürüyerek çıktığı merdivenden.
Sunay AKIN
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel