Gezmek güzel şey…Kim gezmeyi sevmez ki? Şöyle bir Maldivler’de denize girsek, Eyfel Kulesi’nin altında fotoğraf çekilsek diye kim içinden geçirmez? Tabii sadece yurt dışında aramamak lazım, güzel ülkemizin dört bir yanında da gezilecek, görülecek yerler var. Ama fırsat oturduğumuz yerde ayağımıza gelmiyor. Kimse “hadi sana izin verdim,bunlar da biletlerin tatile çıkıyorsun” demiyor. Fırsatı kollamak, gerekirse fedakarlık yapmak gerekiyor.
Geçtiğimiz Nisan ayı da benim için büyük bir fırsattı. 23 Nisan, Perşembe gününe denk geliyordu, cumayı da katınca 4 günlük bir gezi programı yapabilirdim. Aklıma beni sürekli Nizip’e çağıran adaşım Ahmet Serdar geldi. Müsait olup olamayacağını sordum. Olumlu cevap alınca hemen uçak bileti ve gezilecek yerler araştırmasına başladım. Ama o da ne? Direk uçuş olmayışını geçtim, aktarmalı uçakların varış saatleri benim günümün yarısına mal oluyordu. Bunu göze alamazdım 🙂 İşte tam bu noktada bahsettiğim fedakarlık devreye girdi. 16-17 saatlik otobüs yolculuğunu göze aldım. Bu arada üniversiteden yakın arkadaşlarımız Şahin ve Sinan’ı da Antep’e davet ettik. Bir gün beraber olmak bile birbirini kolayca göremeyen bizler için güzel olacaktı.
Sabah saatlerinde Antep’e vardığımızda adaşım bizi kahvaltı yapmaya götürdü. Gittiğimiz yer nakliyatçılar sitesindeki Bökeoğlu Katmer & Börek‘ti. Buranın katmeri ve su böreği çok meşhurmuş. Biz katmer yedik ve yanında süt içtik. Kahvaltıda tatlı yemek de neymiş :)) Herkesin damak zevki farklı. Benimkine uymadı diyebilirim.
Kahvaltı sonrası ilk gezeceğimiz yer Dülükbaba Tabiat Parkı. İl merkezine yaklaşık 8 kilometre uzaklıkta bulunan bu park 40 kilometrekare alanı ile Türkiye’nin en büyük koruluklarından biri. Ayrıca bu parkta 5200 metrekarelik alanı ile Türkiye’nin ilk biyolojik göleti bulunmakta. Biyolojik gölet denilen şey; hiçbir kimyasal madde kullanmadan suyun, bitkilerle birlikte ortamdaki bakteriler ve özel filtreler yoluyla temizlenmesi ile oluşan ekolojik oluşumlarmış.
Böyle güzellikte parkları görmek insanı ayrı mutlu ediyor 🙂
Zaman az, bize göre gezilecek yer de az 🙂 Klişeyi yıkmak için böyle yazayım dedim 🙂 Antep, bizim için üniversite arkadaşlarının toplanma yeri gibi oldu. Sinan’la buluşacağımız noktaya doğru hareket ettik. O nokta dünyanın en büyük mozaik müzelerinden olan Zeugma Mozaik Müzesi.
30000 metrekareye kurulmuş bu müzenin giriş ücreti 10TL(Müzekart geçerli).
Zeugma Mozaik Müzesi koleksiyonunda resmi siteye göre 2748 m2 mozaik, fresk, Roma Dönemi çeşmesi, 20 sütun, bronz Mars Heykeli gibi eserler bulunmakta.
Çingene Kızı Mozaiği – Zeugma Mozaik Müzesi (Alıntıdır)
Müzenin en ilgi çeken bölümü, 2. katta özel bölümde yer alan “Çingene Kızı” olarak adlandırılan mozaik. Zeugma Antik Kenti’nde 1998’deki kazılarda ortaya çıkarılan ve saç örgüleri, çıkık elmacık kemikleri nedeniyle bu isim verilmiş. Müzenin sembolü haline gelen mozaik, hangi açıdan bakılırsa bakılsın ziyaretçiye bakıyormuş izlenimi veriyormuş 🙂
Müzeyi gerimizde bırakıp merkezdeki Gaziantep Kalesi‘ne doğru yol aldık. Ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmeyen kale Türkiye’de ayakta kalabilen kalelere en güzel örneklerden biri olarak gösteriliyor.
Yanlış hatırlamıyorsam giriş ücretsiz. Bu kaleyi güzel kılan diğer bir özelliği içinde Gaziantep Savunması Kahramanlık Panorama Müzesi bulunması.
Bu müzede Antep halkının düşman işgaline karşı direniş öyküsü anlatılıyor. Bu direnişi; heykeller,büstler,haritalar ve belgesel niteliğinde hazırlanmış filmlerle sunmaktalar. Ben gerçekten çok beğendim, çok güzel düşünülmüş.
Yola devam…Artık yavaş yavaş acıkmaya başladık. Çevreyi gezerken bir şey dikkatimi çekti. Etraf bayraklarla doluydu. Evet o gün 23 Nisan’dı ama bu kadar bayrak görmek beni şaşırttı ve fazlasıyla mutlu etti.
Antep’in Bakırcılar Çarşı‘sı çok meşhurmuş. Bizim çok ilgimizi çeken bir yer olmadığı için oraya gitmedik. Yukarıdaki fotoğrafta da bakırcılar var, idare edin 🙂
Artık yemek vakti. Herkesin Antep denilince işaret ettiği İmam Çağdaş‘a gittik. Eğer yeni bir yerde tatmadığım şeyler yiyeceksem ve yanımda benden başkaları da varsa masadaki herkese farklı yemekler sipariş etmelerini söylerim. Bu sayede bütün yemeklerden tatmış oluruz 🙂 İmam Çağdaş’ta Ali Nazik Kebabı, Sebzeli Kebap, Lahmacun ve yanlış hatırlamıyorsam Kıyma Kebap söyledik. Yeri gelmişken bütün bu kebapların koyun etinden yapıldığını söyleyeyim.
Karnımız doydu, gezmeye devam edebiliriz. Gözümüzü İmam Çağdaş’ın hemen karşısındaki Zincirli Bedesten‘e diktik. Zaten yağmur yağıyordu, bizim için kaçış noktası oldu 🙂 Zincirli Bedesten 18. yüzyılda yaptırılmış ve halk tarafından “Kara Basamak Bedesteni” olarak biliniyormuş. 23 Nisan’a mı özel bilmiyorum ama etraf yine bayraklarla donatılmış, görüntü muhteşem.
Etrafta gezmeye devam ettik. Oturup bir yerlerde çay içelim dedik ama yer bulmakta sıkıntı çektik. Tütün Han‘ın içinde bir kafe bulduk. Bu kafeyi diğerlerinden ayıran özelliği mağaranın kafe haline getirilmiş olması 🙂 Etraf serin, düşünce çok güzel.
Tatil günü olduğu için midir bilinmez etraf çok kalabalıktı. Biz de tatlı öncesi son durağımız olan ünlüTahmis Kahvesi‘ne yöneldik. Tahmis Kahvesi 1635’ten beri faaliyet gösteren, Türkiye’nin en eski kahvehanelerinden biri. Buranın ünlü bir kahvesi de var Sütlü Menengiç Kahvesi.
Ben de mi sorun var anlayamadım ama ben bu kahveyi çok özel bulmadım açıkçası 🙂
Artık günü noktalamanın vakti geldi. Tabii ki neyle? Ünlü Antep baklavası ile 🙂 En iyisi hangisi diye tartışmaya girmeden biz Koçak Baklava‘da tatlılarımızı yedik. Ve Sinan’a veda ettik.
Cumartesi günü gittiğimiz Gaziantep’in ilçesi Nizip’teki Zeugma Açık Hava Müzesi’ni de buraya dahil ettim.
Zeugma Açık Hava Müzesi
Nizip ilçesinin 10 kilometre doğusunda yer alan bu açık hava müzesi, Antep’teki mozaik müzesindeki eserlerin çıkarıldığı yer.
Müze kurulmadan önce tarihi eser kaçakçıları bu bölgeyi talan etmişler. Bunun duyulması üzerine kazı çalışmaları başlamış.
Aynı zamanda bu bölge Fırat Nehri’ne yapılan Birecik Barajı’nın hemen yanı. Birçok tarihi eserin suların altında olduğu söyleniyor. Keşke bunlar düşünülerek baraj yapılsaymış.
Antep için son zamanlarımızı Birecik Barajı çevresinde geçirdik.
Antep gezimizi böylece noktalamış olduk. Sırada bir başka güzel şehir Şanlıurfa var…
Görüşmek üzere…
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel