Yurt dışı için vakit bulamadığım şu günlerde, hafta sonları yurt içi gezileri yapmaya çalışıyorum. Gezip görmediğim yerler ise önceliğim. Bu düşünceyle uzun zamandır planladığım Adıyaman gezisi için planlama aşamasına geçtim. Yol arkadaşlarım ise şaşırtıcı bir şekilde lise arkadaşlarım oldu 🙂 Trabzon’dan çıktığımız bu yolda kare ası, Ahmet ve Samet’in yanında aramıza Sivas’ta katılan Emin oluşturuyordu. Bu ekip ilk defa bir arada geziye çıkıyordu…

Planımın en önemli ayağını Nemrut Dağı’nda gün batımı ve gün doğumunu izlemek oluşturuyordu. Bunları gerçekleştirmek çok fazla vaktimizi almayacağı için, alternatif rotalar oluşturmak adına, Adıyaman’ın komşu ili Malatya’yı plana dahil ettim. İyi ki de etmişim; Malatya’yı bu kadar seveceğimi hiç tahmin etmezdim 🙂
Malatya Gezilecek Yerler:
Arslantepe Açık Hava Müzesi: Gezilerimde tarihi bir yerin, binanın vb. yer almasına dikkat ediyorum. Burası da Malatya’nın en önemli arkeolojik alanı. Merkeze 6 kilometre uzaklıkta bulunuyor. 5 bin yıl öncesine tarihlenen yerleşim alanı haftanın her günü ziyarete açık ve ücretsiz. En dikkat çekici eserler ise hemen müze girişinde bulunan kral Tarhunza ve iki aslan heykeli. Bunlar, gerçeklerinin birebir aynısı olarak yaptırılarak müzeye kazandırılmış. Vaktiniz ve tarihe merakınız varsa uğranabilir. Bizim için buraya güzellik katan bir olay da Malatya Trabzonspor Futbol Okulu’nun takımı ve hocalarıyla karşılaşmamız oldu 🙂

Orduzu Tabiat Parkı: İl merkezinin hemen yanı başındaki (5 km) bu park, şehrin gürültüsünden biraz olsun uzaklaşmak isteyenlerin adresi. Kafe ve lokantaların, yürüyüş yollarının, çocuk oynama alanlarının bulunduğu parkın bir güzelliği de içinde bulunan gölet. Deniz bisikleti ve kayıkla gezme imkanı bulunan gölet, parka ayrı bir hava katmış. Ayrıca park içinde piknik yapılabilecek çardaklar bulunmakta.

Taşhoron Kilise: Dikdörtgen bir plan üzerinde, tek kubbeli olarak inşa edilen Ermeni kilisesinin tarihi 18. yüzyılın ikinci yarısına dayanıyor. Kesme taşlarla dış mimarisi dikkat çeken kilise şu sıralar ziyarete kapalı. Malatya Valiliği tarafından restore edilmekte.

Yeni Cami: Valilik binasının karşısında yer alan Yeni Cami 1894’teki depremde yıkılan Hacı Yusuf Cami’nin bulunduğu alana inşa edilmiş. Çeşitli sorunlar nedeniyle yapımı 1912’ye kadar sürmüş. Merkezdeki konumuyla Malatya’nın en önemli camilerinden biri olan Yeni Cami’nin dikkat çeken bir özelliği de caminin hemen yanında bulunan, eski camiye ait şerefesi olmayan minare.

Şemsiye Sokak: PTT Caddesi’nden Yeni Cami’ye çıkan sokakta uygulamaya konulan şemsiyeli sokak projesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ilk olma özelliğine sahip. Türk bayraklı şemsiyeler çok güzel bir görüntü oluşturmuş. Yetkilileri tebrik ediyorum 🙂

Şire Pazarı Sokak: Kayısı Malatya’nın olmazsa olmazı. Şehrin her yerinde kayısı satışı yapan dükkanlara rastlayabilirsiniz. Ama bir sokak var ki burası tamamen kayısı satışına adanmış 🙂 Onlarca dükkanın bulunduğu bu sokaktan hediyelik kayısılarınızı alabilirsiniz. Bizim tercihimiz Uğur Kayısı idi. Bu tercihimizin sebebi ise Ahmet’in şehir merkezinde bir esnaf dükkanına girerek kayısı konusunda yardım istemesiyle oldu. İsmi “Sami” olan amcamızın tavsiyesi üzerine bu dükkanı seçtik. Sizin de yolunuz buraya düşerse Sami amcanın selamını söyleyin 🙂 Çünkü mağazanın fiyatları biraz pahalı. Selamın etkisiyle normal fiyata geliyor 🙂

Atatürk Evi Müzesi: Eski Halkevi binasının 1981 yılında düzenlenmesi ile ziyarete açılan Atatürk Evi, 1 salon ve 6 odadan oluşmakta. Giriş ücretinin olmadığı müzede, konferans salonu ve Atatürk’ün Malatya’ya geldiği zaman kullandığı eşyaların sergilendiği bir oda mevcut.

Malatya Müzesi: Arslantepe Höyük kazısından ve Karakaya Barajı altında kalan höyüklerde yapılan kazılardan elde edilen eserlerin sergilendiği müze haftanın her günü açık ve girişi ücretsiz. Müzenin üst kısmında kalan yapay şelale de gitmişken görülebilir.

Etnografya Müzesi: Beşkonaklar adı verilen evler bütünü içinde yer alan müzede 19. yüzyıla ait günlük yaşantı örnekleri ve bazı araç gereçler sergilenmekte. Malatya Müzesi gibi giriş ücretsiz ve her gün açık.

Darende
Günpınar Şelalesi: Aslında burayı bu gezimde görmedim. Geçen yıl ailemle yaptığım Kahramanmaraş gezisinde hiç beklemiyorken karşımıza çıkan şelale inanılmaz mutlu etmişti beni 🙂 Darende ilçesine 7 kilometre uzaklıktaki şelale 3 kademe halinde yaklaşık 40 kilometreden dökülmekte. Şelale alanında piknik yapmanın mümkün olduğunu ve 5 saatinin 20 lira olarak ücretlendirildiğini Maraş yazımda yazmışım 🙂

Somuncu Baba Külliyesi: Darende ilçesinde yer alan Somuncu Baba Külliyesi, bir cami, türbe ve balıklı gölden oluşmakta. İsmi kaynaklarda “Hamid-i Veli” olarak geçen “Somuncu Baba”, Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid Han zamanında yaşamış, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in 24. kuşak torunudur.

Türbenin yanında bulunan göl ve cami ile güzel bir kompleks oluşturan külliye, ilçeye gelenler için öncelikli uğrak noktalarından. Yolunuz düşerse yapılan yeni camiyi de ziyaret etmeyi unutmayın. İlginç bir tavanı mevcut 🙂
Tohma Kanyonu: Külliyeden çıktıktan sonra en güzel yapılacak şey Tohma Çayı boyunca yürümek. Çay boyunca yer alan kafe ve restoranlarda solunmak ise diğer bir alternatif. En uçta bulunan kafede ayaklarınızı soğuk çay suyuna sokarak dinlenmeniz naçizane tavsiyemdir. Diğer bir tavsiyem ise burada bulunan Kudret Havuzu‘nda yüzmeniz. 10 TL ücret ödeyerek girebileceğiniz havuzlar geçenlerde Show Tv’de haber bile oldu 🙂

Hasan Gazi Türbesi: Darende’de yapılabilecek bir diğer aktivite ise Şehitlik Tepesi‘ni ziyaret etmek. Burada Battal Gazi’nin amcası ve kayınpederi olan Seyyid Hasan Gazi’nin türbesi ile çeşitli savaşlarda şehit olmuş Darendeliler için yapılmış bir anıt bulunuyor.

Levent Vadisi Seyir Terası: İl merkezine 45 kilometre uzaklıkta bulunan vadi, ilginç kaya şekilleri ve bitki örtüsü ile dikkat çekiyor. Ve bu durumu daha da önemli kılan bu vadinin 65 milyon yıl öncesine dayanan tarihi. Yetkililer de olaya kayıtsız kalmamış ve vadinin güzel noktalarından birine seyir terası inşa etmişler. Ulaşımı özel araç için son derece kolay olan vadiye Malatya’dan da minibüsler bulunmaktaymış.

Terasın yanındaki çalışmalar günümüzde hâlâ devam etmekte. Terasın içinde bir de ziyaretçilerin kendini boşlukta hissetmesine olanak sağlayan cam zemin bulunuyor. Şahsi fikrimi soracak olursanız ne vadi manzarası, ne de cam teras beni çok etkilemedi. Malatya gezisinde vaktiniz bolsa değerlendirilebilir diye düşünüyorum. Yeri gelmişken söyleyeyim vadiye giriş için şimdilik bir ücret ödenmiyor. Ancak düzenlemeler sonrası ücret alınacak gibi görünüyor 🙂
Battalgazi
Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı: Battalgazi yani Eski Malatya’da bulunan kervansaray, 1637 yılında IV. Murad’ın silahtarı Bosnalı Mustafa Paşa tarafından inşa ettirilmiş. Oldukça güzel korunmuş olan kervansarayın içinde de bazı süs eşyaları ve maketler bulunmakta.

Sanat Sokağı: Kervansarayın yakınlarında, belediye binasının hemen yanındaki bu sokak, kerpiç ve ahşaptan oluşan evleriyle küçük bir Safranbolu havası katmış ilçeye. Evlerin duvarlarındaki işlemeler, eserler ise görülmeye değer.

Battalgazi Ulu Cami: Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat döneminde 1224 yılında inşa edilen cami, Eski Malatya’da görülmesi gereken en önemli tarihi yapılardan. Her ne kadar cami her gün ziyarete açık dense de biz gittiğimizde açık kapı bulamadık 🙂

Poyraz Konağı: İnşa tarihi 1890 olarak tahmin edilen konak, Cumhuriyet döneminde bölgenin en güzel binalarından biriymiş. İki katlı olan konağın içinde günlük yaşam ve ev hayatı canlandırılmış.

Kanlı Kümbet: Eski Malatya’da birçok tarihi yapı mevcut. Bunlardan biri de Kanlı Kümbet. 14 – 15. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen kümbet, asıl mezar hücresi ( kripta ) ve gövde kısmı olmak üzere iki bölümden oluşmakta.

Bu yapılar haricinde birçok kümbet ve Malatya Surları da Battalgazi ilçesinde gezilebilecek yerler listenizde yer alabilir.
Hacı Baba Et Lokantası: Gelelim yemek konusuna. “Malatya’da nerede, ne yenir?” diye araştırdığımda karşıma çıkan bu lokanta tercihimiz oldu. Mekanda neyin meşhur olduğunu sorguladığımızda kağıt kebabı, kuzu tandır ve kuzu fırın yemekleri tavsiyesini aldık. Hepsini deneme hevesimiz tabağımızda 3 çeşit yemekle sonuçlandı 🙂 Tabii ki bu da fiyata yansıdı. Tek tek 19 -20 TL olan yemeklerin porsiyonu fotoğraftaki haliyle yaklaşık 38 TL ‘ye gelmiş oldu. Ama tıka basa doyduğumuzu ve memnun kaldığımızı söyleyebilirim. Tatlı olarak ise dondurmalı irmik tatlısını öneririm. Gerçekten güzeldi.

Böylece güzel bir Malatya gezisini geride bırakmış olduk. Buradan sonraki yolculuğumuz Adıyaman’a doğru oldu.
Malatya haritamı da şöyle bırakıyorum:
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel