Hayatımın İlkleri
Uzmanlık eğitimimin 6. ayında Konya’da kongre düzenleneceği bilgisini aldığımda hemen bildiri için konu bulma arayışına girdim. Kongre editöryal kuruluna kabul ettirebileceğim bir bildiri hazırlayabilirsem hem hayatımda ilk defa kongreye katılarak güzel ülkemin dört bir yanından gelen meslektaşlarımla tanışacak, hem de kongre bahanesiyle daha önce hiç gitmediğim ve çok merak ettiğim Konya’yı keşfetme fırsatı bulacaktım. Aylar süren yoğun ve yorucu bildiri hazırlama çalışmaları sonucunda editöryal kurul bildirimi kabul ederek, heyecanımı birkaç kat daha arttırdı; çünkü hayatımda ilk defa tek kişilik uçak bileti alacak, tek başıma yolculuk edecek, hiç bilmediğim bir şehirde tek başıma konaklayacak, zaman zaman tek başıma gezecek, bildirimin sonuçlarını paylaşmak için alanında uzman hocaların önünde konuşma yapacaktım. Yazdıkça fark ediyorum ki bütün bunları Konya yolculuğumda deneyimlemiş olsam da, aynı şeyleri tekrardan yaşasam heyecanıma engel olamayacağım…
Konya’ya Ne Zaman Gittim?
Kongre bilimsel programına göre 6-9 Ekim 2015 tarihleri arasında Konya’da bulunmam gerekiyordu; fakat kongre oturumlarına da katılmam gerektiğinden sadece bu tarihlerde Konya’da bulunursam Konya’nın tarihi ve manevi yönden insana farklı duygular yaşatan yerlerini dilediğimce gezemeyebilirdim. Bu nedenle kongreden 2 gün öncesine yani 4 Ekim 2015’e Ankara’ya uçak bileti aldım. Trabzon’dan Konya’ya direk uçuş olmadığı için planım önce uçakla Ankara’ya gitmek, orada çok sevdiğim ve uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımla birkaç saat vakit geçirmek ve ardından yüksek hızlı trenle Konya’ya gitmekti; fakat bilmediğim bir şey vardı. Uzun süre Konya’da yaşadıklarımın etkisinde kalacak; tekrar gitmek için yeni fırsatlar arayacaktım…
Ankara Esenboğa Havalimanı’na indikten sonra Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin hizmeti olan Belko Air havalimanı yolcu taşıma otobüsüyle 8 TL’ye ANKAmall Alışveriş Merkezine gittim (Ocak 2017 itibariyle 11 TL). Arkadaşlarımla birkaç saat vakit geçirdikten sonra taksiyle 10 TL’ye Hipodrom Caddesi’nde yer alan Ankara Garı’na gittim. Trene bindiğimde güneşin batmasına 1 saat vardı. Yıllardır Trabzon’da yaşamam nedeniyle güneşin batarken oluşturduğu kızıllığı hep deniz üzerinde sevmişimdir; fakat tren yolculuğum sırasında fark ettim ki kızıllığın o dümdüz ovalara yayılışını seyretmek günün sonunda bütün yorgunluğunuzu alıp götürüyor, ayrı bir keyif veriyormuş.
Konya’da İlk Gecem ve Yanılgılar
Trenden indiğimde iç sesim “Akşamın bu vaktinde bilmediğin bir şehirdesin, dışarda uzun uzun vakit geçirmen uygun olmaz. Hemen taksiyle Alaaddin Tepesi’ne 50 metre mesafedeki Konya Öğretmenevi’ne gitmelisin.” dedi. Vakit kaybetmeden Konya Tren Garı’nın önünde bekleyen taksiye binerek öğretmenevi’ne gittim (Taksi 10 TL). Öğretmenevi’nde iki kişilik odada paylaşımsız tek kişilik konaklama için iki geceliğe 120 TL ödeme yaptım. Sonraki geceler içinse kongreye gelen iki arkadaşımla oda paylaşımı yaptığım için günlük fiyat 60 TL’den 30 TL’ye geriledi. Güncel fiyatlar için tıklayınız.
Odama çıkıp valizimi yerleştirirken odanın daha önce konakladığım öğretmenevlerine göre vasat olduğunu fark ettim; ancak bu benim için önemli değildi. Benim için temiz olması, kahvaltı hizmetinin fiyata dahil olması ve konumu nedeniyle çok merkezi bir yerde bulunması konaklama için ideal bir yer olduğu anlamına geliyordu. Valizimi yerleştirdikten sonra, ertesi günü gezmeye ayıracağım için şehir içi ulaşımda kullanabileceğim Elkart’ı vakit kaybetmeden satın almak istedim. Ancak saat 21.00 olmuştu ve “Bu saatte bilmediğim bir şehirde dışarda dolaşmalı mıyım?, Elkart satan açık bayi bulabilecek miyim?, Ana yoldan öğretmenevine giren tali yol biraz karanlık mıydı sanki?, Başıma bir şey gelmesin?” gibi takıntılı sorularımla başa çıkarak dışarıya çıktım. Neden bu kadar soru aklına geldi demeyin. Herkesin aklına en son gelen, meydana gelme olasılığı oldukça düşük olaylar daha önce başıma çokça geldiğinden temkinli davranmaya çalışıyorum. Sanırım yazımın sonlarına doğru bunu daha iyi anlayacaksınız.
Dışarıya çıktım çıkmasına da aklıma bir şey takıldı. Daha önce google haritalardan baktığım kadarıyla öğretmenevi Alaaddin Tepesi’ne çok yakın olmalıydı. Nasıl olmuştu da öğretmenevine girerken fark edememiştim. Doğrusu çıktığımda da fark edemedim ya… Bir yandan Alaaddin Tepesi nerede acaba ben mi yanlış baktım diye düşünürken, bir yandan da cep telefonumdan google haritaları açmaya çalışıyordum. Bir de ne göreyim? Alaaddin Tepesi’nin tam karşısındayım; fakat farkında bile değilim. Sanırım Karadenizli olduğumdan kaynaklanıyor. Birisi bana tepelerin yükseltisi kaç metre olur diye sorsa, “En az 200-300 metre olur herhalde.” derdim. Bu düşünceyle tekrar kafamı kaldırıp baktığımda en fazla 20 metre yüksekliği olan bir yer tepe olabilir mi diye beni düşünmeye sevk etti. Araştırınca tepe yüksekliğinin 0-500 metre arasında değişebildiğini öğrenmiş oldum. 🙂
Kısa bir şaşkınlıktan sonra Alaadin Tepesi’nin etrafını tam bir tur yürümeye karar verdim. Bir yandan da Elkart bulabileceğim bir bayi arıyordum. O saatte bayiyi de buldum, 1 TL karşılığında kartı satın aldım, İzmir’de 7 TL verdiğim için şaşkınlıkla kartın fiyatını ikince kez sormuşum:) Bayide çalışanlar da çok iyi davrandı ayrıca (yerli turist olduğum her halimden anlaşılıyordu galiba). Doğrusu Trabzon’da olsam o saatte tek başıma sokağa çıkmamaya çalışırım; aslında sadece İzmir’de çıkabileceğimi düşünürdüm. Böylece yeni yerler keşfetmenin, farklı kültürlere tanıklık etmenin insanın düşüncelerini değiştirebildiğini anlamış oldum.
Konya’da gezerken daha çok yürümeyi tercih ettim ve Konya’da olduğum süre boyunca hiç kimse tarafından rahatsız edilmedim, çevremde de beni rahatsız edecek bir tane olay gerçekleşmedi. Bu yüzden Konya’da kendinizi güvende hissederek rahatlıkla gezebileceğinizi düşünüyorum.
Konya Bir Günde Gezilir mi?
Sorumun yanıtı şehir merkezi için “evet”. Seydişehir ve Beyşehir gibi güzel ilçelerini de gezmek isterseniz bir gününüzü daha ayırmanız gerekecek. Güzel ülkemin yüzölçümü bakımından en büyük şehrine haksızlık ettiğimi mi düşünüyorsunuz? O zaman durumu şöyle toparlamaya çalışayım. Gittiğim, gördüğüm yerler üzerimde öyle bir etki bıraktı ki, her gittiğim yere birkaç gün arayla ikinci kez de gittim (Mevlana Türbesi’ne nerdeyse üçüncü kez girecektim de sonra kendi kendime abartmama kararı aldım. Bunu da unutmadan söyleyeyim). 🙂
Konya’da Şehir içi Ulaşım
Konya’da özellikle Alaaddin Tepesi’ne yakın bir yerde konaklıyorsanız, şehir içi ulaşım konusunda zorluk yaşamazsınız; çünkü tramvay hattı Alaaddin Tepesi’nin etrafında tam tur dönmekte, Selçuk Üniversitesi Kampüsü’ne kadar gitmekte. Ayrıca Tepe’nin dört bir yanında bulunan otobüs durakları ve Elkart bayileri de ulaşımızı kolaylaştırıyor. Ben çok tercih etmesem de dolmuşlar da vızır vızır işliyor. Kısacası Konya’da nereye gitmek isterseniz Alaaddin Tepesi’ne gelmeniz yeterli. Bir şekilde sizi istediğiniz noktaya ulaştırıyorlar. Teşekkürler Konya Büyükşehir Belediyesi 🙂 Ayrıca Konyalı yurttaşlarımızın da yardımseverliği sayesinde ulaşımla ilgili sorularınız yanıtsız kalmıyor.
Alaaddin Tepesi
Alaaddin Tepesi, dünyanın en büyük kavşağı olup Sultan Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Şehre hakim konumda bir saray yaptırmak istese de her yer dümdüz olduğu için uygun mekan bulamaz ve bir ferman yayımlatır. Ülkede yaşayan herkesin toprak vergisi adı altında toprak getirmesi, uygun yüksekliğe ulaşıldığında saray yapılmasıdır. Buraya yığılan toprakların oluşturduğu tepeye Alaaddin Tepesi adı verilmiş.
Tepeyi gezerken fark edeceksiniz, kazı çalışmalarıyla restorasyon çalışmaları devam ediyor. Bu nedenle tepede bulunan Konya’nın en büyük ve en eski camisi olan Alaaddin Cami‘nin yalnızca küçük bir bölümünü ziyaret edebildim. Anlatılanlara göre Anadolu Selçuklu Devleti zamanında şehrin ulu camisi olarak inşa ettirilmiş. Caminin küçük bir bölümünü ziyaret etsem de ziyaretimin beklediğimden güzel geçtiğini ifade etmeliyim. Tepenin yeşilliği, çiçek bahçeleri, ağaçları sizlere hem bol oksijenli mis gibi bir hava soluma hem de güzel bir yürüyüş yapma imkanı sunuyor.:)
Alaadin Tepesi’nden Bakış
Alaadin Tepesi’ni gezerken aşağıya doğru bakarsanız İnce Minareli Medrese Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi’ni görebilirsiniz. Müzekartım olduğu için bedavaya girdiğimi düşünüyordum; ancak ikinci kez gittiğimde kimse herhangi bir ücret talep etmedi. İçeriye girdiğimde duvarlara ve özellikle de tavana uzun uzun bakmaktan kendimi alamadım. Bunun dışında müzede bulunan Selçuklu ve Osmanlı Devleti zamanından kalma ahşap ve taş eserler de cazibesini korumakta. Dikkatimi çeken küçük bir ayrıntıyı da sizlerle paylaşmak isterim. Selçuklu’dan Osmanlı Devleti’ne doğru zaman geçtikçe taş ve ahşap eserlerdeki oyma ve işlemeler azalarak sadeleşmiş. Sanırım bu yüzden Selçuklu Devleti zamanından kalan eserler benim daha çok ilgimi çekti.
Alaaddin Tepesinin çevresinde İnce Minareli Medrese haricinde Karatay Medresesi, Kültürpark, Kent Meydanı, Selçuklu Anıtı’nı da ziyaret edebilirsiniz. Kültürpark’ta suyun rekreasyonel amaçlı kullanımı ve bahçede yer alan çiçek bahçeleri (özellikle de gül bahçeleri) sizlere akşam vakitlerinde huzurlu bir ortamda dinlenme olanağı sunuyor.
Sırçalı Medrese Mezar Anıtları Müzesi
Açık avlulu ve iki katlı olan medrese, Anadolu’nun en önemli medreselerinden biri olarak kabul edilmekte. İnternette arattığımda karşıma hep aynı fotoğraf çıkıyordu, bu durum gitmesem de olur önyargısı oluşturmuştu ben de. Ancak “Konya’ya kadar gelmişsin, Alaadin Tepesini ve çevresini geziyorsun, neden bu medreseyi gezmeyesin?” düşüncesiyle içeriye girdim. Bir kez daha büyülendim. İçerde belki de 2-3 dakika kadar kısa bir süre kaldım; ancak bir bölümü dökülmüş olsa da kalan kısmı canlılığını koruyan sırçalı işlemeli duvar hala hafızamda tazeliğini koruyor.
Mevlana Türbesi ve Şems-i Tebrizi’ye Götüren Yol: Mevlana Caddesi
Alaaddin Tepesi’nden ayrıldıktan sonra Mevlana Caddesi yönünde devam ederseniz caddenin her iki yanında gezilecek pek çok yer mevcut. Ben gezerken caddenin bir sağını bir solunu zikzaklar çizerek gezdim. Size tavsiyem önce bir kenarını gezip, dönüşte diğer kenarını gezmeniz yönünde olacaktır. Aksi taktirde biraz yorulabilirsiniz.
Tepe’den Mevlana Caddesi’ne giriş yaptığınızda caddenin sağından devam edecek olursanız sırasıyla Asri Cami, İplikçi Cami, Kayalı Park, Konya Valiliği, Tarihi Konya Çarşısı – Bedesten, Aziziye Camisi‘ni gezebilirsiniz.
Mevlana Caddesini takip ettiğinizde sizi dosdoğru Mevlana Türbesi ve Müzesi‘ne ulaştırıyor. Müzeyi ücretsiz gezebiliyorsunuz. Yol boyunca aslında Konya’nın neresini gezerseniz gezin Hz. Mevlana’nın sözlerini içeren, semazen silüetiyle kendini gösteren objeler görüp satın alabilirsiniz. Bu da Konya’nın Hz. Mevlana ile özdeşleştiğini kanıtlıyor. Ayrıca yürürken kulağınıza gelen ney seslerinin insanın manevi duygularının kabarttığını, hayatı sorgulamaya yönelik düşünmeye sevk ettiğini de söylemeden geçemeyeceğim.
Mevlana Türbesi ve Müzesi, Selimiye Cami ve Üçler Mezarlığı yan yana konumlanmış olduğundan Mevlana Türbesi’ni ziyaret ettikten sonra buraları da gezmenizi tavsiye ederim. Ben gittiğimde Selimiye Cami restore edildiğinden, içeriye giremedim. Mevlana Celaleddin Rumi, Afganistan’ın Vahş kasabası’nda doğmuş, yaklaşık 1 yıl süren uzun yolculuğun ardından Anadolu’ya gelip Konya’yı kendine mesken edinmiştir. Mevlana Türbesi ve Müzesi’ni ziyaret ederken oradan ayrılmak istemeyebilirsiniz. Türbenin önünde dileklerinin kabul olması için dua edip lokum dağıtan insanlar görebilirsiniz. Dilerseniz Türbe’nin bahçesinde hediyelik eşya satın alabilir, Osmanlı hanedan kıyafetleriyle fotoğraf çektirebilirsiniz. Fotoğrafınızı bastırmak isterseniz tanesine 10 TL, bütün fotoğrafları CD’ye yazdırarak almak isterseniz de 60 TL ödemeniz gerekiyor.
Mevlana Caddesi’nin sol tarafından da bahsedecek olursak, İshak Paşa Türbesi, Şerafettin Cami, özellikle de Şems-i Tebrizi Cami ve Türbesi‘ni anlatmak gerekecek. 1185’te Tebriz’de doğan Şems-i Tebrizi, Hz. Mevlana’nın hocası olup ünlü din alimidir. Şems-i Tebrizi bir gün kendisini veli kullarıyla tanıştırması için Allah’a dua eder. Rüyasında bu velinin Anadolu’da olduğunu haberi kendisine iletilir. Sonrasında bu veliye rastlamak için yollara düşer. Anadolu’ya gelip de Hz. Mevlana ile karşılaşınca hem kendi hem de Hz. Mevlana’nın hayatı değişir. Hz. Mevlana onun öğretileri sayesinde ilahi aşka tutulur ve İnsan-ı Kamil olur. Bu nedenle Konya’ya geldiğinizde Şems-i Tebrizi’yi ziyaret etmeden dönmek olmaz.
Mevlana Kültür Merkezi ve Sema Gösterisi
Benim Konya’da bulunduğum tarihlerde Mevlana Türbesi yakınlarında yer alan Mevlana Kültür Merkezi‘nde sadece haftada bir gün (cumartesi) akşam 19.00’da sema gösterisi yapılıyordu. Ertesi sabah Konya’dan ayrılacaktım. Çok yorgun olmama rağmen sema gösterisini izlemeye gittim. Uzun süre etkisinde kaldığımı ifade etmeliyim. Öyle etkisinde kalmışım ki gösteri bittikten sonra düz yolda yürümeyi beceremeyerek yere düşmeyi başardım. 🙂 Yine de iyi ki öğretmenevine gidip valiz hazırlamayı ve dinlenmeyi tercih etmemişim.
İstiklal Harbi Şehitleri Abidesi
İstiklal Harbi Şehitleri Abidesi, Konya Askerlik Şubesi’ne kayıtlı 7000 askere bir vefa borcu olarak 2008 yılında açılmıştır. Mevlana Müzesi’nden Mevlana Kültür Merkezi’ne doğru yürürken yolun sağında kalan Abide girişte sizleri ülke bayraklarıyla karşılıyor. Giriş kapısı etkileyici taş oyma sanatının en güzel örneklerinden biri. Bayrakların on altısı Türk bayrağı olduğu için Türkiye’yi, diğer on altısı da tarihte kurulan Türk Devletleri’ni temsil ediyor. Giriş avlusunda şehit isimlerinin yer aldığı panolar mevcut.
Müze alanında ise emekli öğretmen Ayhan ÇETİN ve eşi Nazmiye ÇETİN tarafından yapılan maketlerle Anadolu insanının Kurtuluş Savaşı sırasında yaşadıklarını ayrıntılarıyla görebilirsiniz. Daha önce İzmir’de yine bu değerli öğretmenle eşinin hazırladığı maket köye gitme fırsatım olmuştu, ikinci kez beni büyülediklerini ifade etmeliyim.
Japon Bahçesi Parkı – Kyoto Japon Parkı
Konya’ya gitmeden önce “Gezmek güzel şey” sitesinin sayın editörü Serdar’a “Konya’ya gidiyorum, gidilecek yerler konusunda herhangi bir önerin var mı?” diye sorduğumda duyduğum yerlerin dışında farklı bir cevap aldım: “Japon Bahçesi Parkı”. Japon Bahçesi Parkı, Konya ile Kyoto’nun kardeş şehir olmasının bir nişanesi olarak yapılmış. İçerisinde Japonya’nın mimari özelliklerini taşıyan çardaklar, köprüler, su değirmeni, küçük bir göl ve göl manzaralı restoran bulunmakta. Ayrıca parkta çocuklar ve erişkinler için özel hazırlanmış kimono kıyafetli hatıra fotoğrafı panosu da yer almakta. Ulaşım için de Alaaddin Tepesi’nden tramvaya binip “Su deposu” durağında inerek kısa bir yürüyüşle gitmeyi deneyebilirsiniz.
Konya Tropikal Kelebek Bahçesi
Konya Tropikal Kelebek Bahçesi şehir merkezinden nasıl gidilir gerçekten bilmiyorum; çünkü şehir merkezine uzak bir yerde bulunuyor. Ben kongrenin son günü düzenlenen panoramik şehir turu aracılığıyla buraya gidebildim.
Kelebek Bahçesi’nin girişindeki yapay şelale
Avrupa’nın en büyük tropikal kelebek bahçesi olan Konya Tropikal Kelebek Bahçesi ülkemizin tek kelebek bahçesi… 10 TL karşılığında bu güzel bahçeyi gezebiliyorsunuz. Rehber eşliğinde gezerseniz kelebeklerin evrimini aşama aşama anlatıyorlar. Kelebekler dışında içeride böcek müzesi de yer aldığı için çeşitli böcek türlerini keşfetme imkanınız oluyor.
Bunların dışında burada tablet aracılığıyla ziyaretçilere sunulan kelebek hikayelerinin ikisini sizlerle paylaşmak isterim.
1. Hikaye: Japonya’da, bir eve kelebek girdiğinde ev sahibinin şanslı olduğu kabul edilir. Büyük bir grup kelebek girdiğindeyse kötü şans olduğu düşünülür.
2. Hikaye: Bir Amerikan – Yerli kelebek efsanesi… Eğer biri dileğinin gerçekleşmesini isterse, bir kelebek yakalamalı ve tuttuğu dileği fısıldadıktan sonra kelebeği bırakmalıdır. Dilek, kelebek tarafından göklere götürülecek ve Büyük Ruh’a ulaştırılacaktır. Kelebek ses çıkarmadığı için dileği Büyük Ruh dışında kimseye söyleyemez.
Meram Bağları Yeşil Vadi’ye Benzer mi?
Akrabalarım Meram Bağları’nı tavsiye ettiğinde aklıma Yeşilçam filmlerinden Tosun Paşa’da uğruna iki büyük ailenin kıyasıya rekabet ettiği “Yeşil Vadi” gelmişti; çünkü tavsiye eden kişiler en son 15 yıl önce Meram Bağları’na gitmişti. Söylentilere göre son zamanlarda yapılan bina inşaatları yüzünden doğası bozulmuş. Bu nedenle küçük bir hayal kırıklığı oldu benim için…
Meram Bağları tarihte anlatılanlara göre Konya’da yaşayan bütün zengin ailelerinin yazın serinlemek ve bol oksijenli mis gibi bir hava solumak için yazlık yaptırdıkları bol yeşillikli bir yermiş. Zaten Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde de Meram, bağlık bahçelik olarak geçiyormuş. Yeşillik anlamında beni hayal kırıklığına uğratsa da Meram Bağları’na gelirseniz Meram Çayı’nı görebilir, Class Cafe Nargile’de kahve içip Meram Bağları’nı seyredebilirsiniz. Ben Tepe’ye çıkmadım; ama Aydın Çavuş Tepesi’nden Meram Bağları’nı seyretmek de arkadaşlarımca tavsiye edilir.
Meram Bağları’na Alaaddin Tepesi’nden geçen otobüslerle kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Unutmadan türkü dinlemeyi sevenler için Meram Bağları’nın türküsünü Rahmetli Ahmet ÖZDEMİR’den (Nam-ı diğer Kör Ahmet) dinleyebilirsiniz.
Sille Köyü
Hem İpek yolu hem Baharat yolu hem de Kudüs yolu üzerinde bulunması nedeniyle tarihi, dini ve jeopolitik öneme sahip olan Sille Köyü, arnavut kaldırımlı taş sokaklarında yürürken sizleri büyüleyecek. Sille Köyü’ne geldiğinizde Karataş Camisi‘ni, Aya Elena Kilisesi‘ni ziyaret edebilirsiniz.
Sille Köyü’ne de yine Alaaddin Tepesi’nden geçen otobüslerle kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Beyşehir
Beyşehir’de Otogar’da indiğimizde yarım saatlik bir yürüyüşün ardından masmavi güzelliğiyle Beyşehir Gölü karşımızdaydı. Göl çevresinde gezinmeden önce Osmanlı’nın ilk sulama projesi olan Konya Ovası’nı sulamak için yapılan Tarihi Taş Köprü‘yü ziyaret ettik.
Ardından Beyşehir Gölü’nün kenarında bulunan benim hayatımda gördüğüm ahşap işleme sanatının en güzel örneği olan Eşrefoğlu Cami’ni ziyaret ettik. Cami bahçesinde yer alan gül fidanlarını seyrederek 5-10 dakika dinlenme molası verdik. Bu sırada bahçede yer alan gülleri seyrettik, hoş kokularıyla ferahladık. Ardından gölü tekne ile, çevresini de arkadaşlarımla kiraladığımız üç kişilik bisikletle gezdik.
Beyşehir’e ulaşım için Konya Otogar’dan kalkan dolmuşları tercih etmenizi öneririm. Beyşehir yolu üzerinde Konya’nın Altınapa Barajı‘nı görebilirsiniz. Bunun dışında bizim gibi dolmuş kalkış saatlerini ayarlamakta sorun yaşarsanız, dönüşte Konya yolundan geçen büyük otobüsleri de tercih edebilirsiniz (Bu da otobüs şirketleri tüm biletleri satamamış demektir.). Bizi kendisinden bilet almamız için ikna eden ondan sonra da bilet bitti diyerek dolmuşu da kaçırmamıza neden olan Kontur’a saygılar… Neyse ki çok nadir durumlarda hakkımı arayabiliyorum.
Beyşehir’e gittiğimiz gün ne yazık ki 10.10.2015 yani Ankara Tren Garı patlamasıyla aynı gündü. Haberi aldığımızda çok üzüldük, kaybın ne kadar büyük olduğunu bilmiyorduk. Dahası ertesi sabah yola çıkmam gerekiyordu, yolculuk için yüksek hızlı treni tercih ettiğimden Ankara Tren Garı’ndan geçmem gerekecekti. Daha bunun gerginliğini üzerimden atamamışken Kontur’un bize yaptığı fırsatçı tavırlara tahammül edemezdim. Neyse ki sonunda olay tatlıya bağlandı da bize 3 kişilik yer açabildiler.
Konya’da Gidilebilecek Alışveriş Merkezleri
Konya’ya geldim; ama alışveriş koliğim alışveriş yapmak istiyorum diyenler için tramvayla ulaşabilecekleri 2 tane AVM ismi vereceğim: “Kule Site Plaza” ve “Kent Plaza”
Kule Site Plaza‘ya alışveriş dışında, en üst katında yer alan ve hareket eden restoranında şehir manzarasının keyfine vara vara yemek yemek için gidebilirsiniz. Ben arkadaşlarımla bu sebepten gittim. 🙂
Konya’da Nerde Ne Yenir?
Günlük yaşantınızda daha çok hazır, ambalajlı, katkı maddeli, konserve gıdaları tercih ediyorsanız Konya size uzun zamandır yaşamadığınız lezzet hazzını yaşatacak… “Fırın kebabı”, “Tirit”, “Etli ekmek”, hatta “Tantuni” 🙂
Fırın Kebabı için internet üzerinden yaptığım araştırmalar doğrultusunda Hacı Şükrü Fırın ve Kebap Salonu’na gitmeyi planlamıştım; fakat akşamüstü gittiğim için kalmamıştı ve kapanmak üzereydi. Sanırım öğle saatlerinde gitmek en iyisi… Böyle olunca ben de tercihimi Mevlana Türbesi ve Selimiye Cami’yi kuşbakışı gören harika manzaralı Mevlevi Sofrası‘ndan yana kullandım. Yemekleri kaliteli, çalışanları güler yüzlü ve ilgili… Sanırım bu yüzden iki kez akşam yemeğinde burayı tercih ettim. 🙂
“Tirit” için ben gidemesem de arkadaşlarımdan Tiritçi Mithat‘ın ününü ve son zamanlarda ün dolayısıyla fiyatları arttırdığını duymuştum. Ben Mevlevi Sofrası’nda ve Kule Site Plaza’nın en üst katında hem manzaranın hem de yemeğin tadına vararak yemeyi tercih ettim. Bir kez de uzun yürüyüşlerim nedeniyle çok yorulduğumdan gördüğüm ilk lokantaya girerek tirit yedim. Bu nedenle Damla Kebap Salonu da sizlere önerilerim arasında 🙂
“Etli Ekmek” için tercihimi Cemo’dan yana kullanmış olsam da Havzan Etliekmek, Ferah Etliekmek ve Bolu Lokantası arkadaşlarım tarafından önerilir.
Yoğurt ve ayran Konya’da yemek için nereyi tercih ederseniz edin siparişleriniz arasında yer almalı. Yoğurdu doğal köy yoğurdu, ayranı yayık ayranı…
Alaadin Tepesi’nin kenarında yer alan Özel Ciğerci‘de taze kuzu ciğerinin yanı sıra tantuni ve leziz künefe’nin tadına bakabilirsiniz. Tantuni Mersin’e özgüdür, yerinde yemek gerekir diye düşünmeyin. Konya’nın güzel etleriyle ayrı bir tadı oluyor doğrusu. 🙂
Dönüş Yolu: Konya – Ankara – Trabzon
Konya’dan yüksek hızlı trenle Ankara Garı’na gitmek üzere yola çıktım. Patlama nedeniyle Tren Garı kapalı olduğundan Tren Garı’nın yakınlarında bir yerde inmek zorunda kaldık. Ankara’da Hamamönü, Anıtkabir ve Kızılay turu da yaptıktan sonra uçağa binmek için havalimanına geldim. Sağ salim Trabzon’a dönebildiğim için binlerce kez şükürler olsun. Patlamada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum.
Tek başına gezmek ve yolculuk etmek karışan kimse olmadığından sizi özgürleştirse de bazen gerçekten kendinizi yalnız hissetmenize neden oluyor.
Konya’yı Gezeceklere Tavsiyeler
- Konya’ya ulaşımda Ankara kalkışlı yüksek hızlı tren sizler için konforlu bir tercih olacaktır.
- Şehir içi ulaşımda Elkart’ınız varsa yarı yolda kalmazsınız.
- Hz. Mevlana ve Şems-i Tebrizi’nin türbelerini ziyaret etmeden, sema gösterisi izlemeden Konya’nın manevi ruhunu teneffüs edemezsiniz.
- Fırın Kebabı, etli ekmek ve tirit yemeden; harika yoğurdunun ve ayranının tadına bakmadan Konya’dan ayrılmayın.
- Kule Site Plaza’nın en üst katındaki restoranda panoramik şehir manzarasını seyrederek yemek yiyin
- Japon Bahçesi Parkı’nın göl manzaralı restoranında sabah kahvaltısı yapın.
- Konya’da kaç tane tur şirketiyle konuştuysam hiçbirinin günübirlik tur düzenlemediğini öğrendim. Bu yüzden günübirlik tura katılır gezerim düşüncesindeyseniz tur şirketi ayarlamakta zorlanabilirsiniz.
- 7-17 Aralık Şeb-i Arus Mevlana’yı Anma Haftası’dır.
- Konya’ya Mevlana’yı Anma Haftası’nda giderseniz biraz kalabalık olabilir. Bu nedenle Ekim ayı ideal.
Konya’da Gidilebilecek Yerler Haritası