İşkodra’da geçirdiğimiz gecenin ardından Arnavutluk’a veda etmenin zamanı gelmişti. Sabahın ilk saatlerindeki Rozafa Kalesi ziyaretimiz sonrası Karadağ topraklarına ilk adımımızı attık.

Yeni bir ülke, yeni şehirler…İlk hedefimiz Podgorica’ydı ancak oraya ulaşana kadar görülmesi gereken bazı yerler vardı. Direk başkente ulaşmak yerine yönümüzü Ülgün (Ulcinj)’e çevirdik. Burası ülkenin sahil şeridinin doğu yakasında kalan bir kasaba. Nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olduğu bölgede küçük küçük plajlar bulunmakta.

Bu minik , şirin Müslüman kasabasında çoğunlukla Arnavutlar yaşamakta. Bölgede Osmanlı döneminden kalma kalma bazı eserler mevcut. Örneğin fotoğraftaki saat kulesi 1754 yılında Osmanlı yönetimindeki Ülgün vatandaşlarının bağışları ile yapılmış.

Ülgün’ü geride bırakıp ülkenin ana limanı olan Bar’a doğru yol aldık. Vaktimizin kısıtlılığından dolayı tarihi kasabanın merkezine uğramadan kalesine yöneldik. Giriş ücretinin 2 Euro olduğu kalede kilise, saat kulesi, kalıntılar ve tarihi Bar manzarası ziyaretçilerini bekliyor.

Kale ziyareti dönüşü Podgorica’ya doğru yola çıkmadan önce dünyanın en eski zeytin ağacını (iddiaya göre) da gördük.

Artık başkente doğru yola çıkabiliriz. Uzuuun Sozina Tünel’i (4.2 km) ve bize İşkodra Gölü manzarası sunan Virpazar‘dan sonra artık Podgorica listemi yazabilirim 🙂

Podgorica Gezilecek Yerler
Cathedral Of The Resurrection Of Christ / Hram Hristog Vaskrsenja: Şehrin ortasından geçen Moraca Nehri’nin batısında kalan bu katedral, benim hayranlığımı gizleyemediğim bir eser oldu. Adı “İsa’nın Dirilişi” anlamına gelen Sırp Ortodoks Katedrali’nin yapımına 93 yılında başlanmış ve yaklaşık 10 yıl kadar sürmüş.

Çevresiyle beraber oldukça geniş bir alanda kurulu katedralin dış mimarisinin ilginçliğinin yanında, iç mimarisi oldukça göz alıcı. Altın zemin üzerindeki kutsal motifleri ilk gördüğümdeki şaşkınlığım hâlâ aklımda 😊 Nasıl bir şeyle karşılaşacağınızı fotoğrafımla anlatamayacağım için Google amcadan yardım alıyorum 😊
Ribnica Bridge / Adzi-Pasa’s Bridge: Romalılar zamanında yapılıp Osmanlılar tarafından restore edilen köprü, başkentin en eski köprüsü, ayrıca en eski yerlerinden birisi. Ribnica Nehri üzerine kurulu köprü ve çevresi şehir adına en güzel gezilecek yerlerden birisi diyebilirim.

Moraca Nehri: Rzaca Dağı’ndan doğup, 113 kilometre boyunca güneye doğru uzanan Moraca Nehri, başkentin simgelerinden biri. Bazı bayraklarda ve ülkenin sembollerinde yer alan nehir, şehir boyunca akmakta ve şehri tabir-i caizse ortadan ikiye bölmekte.

II. Petar Petrović-Njegoš Anıtı: Karadağ’ın Prens-Piskopus (vladika)’u II. Petar, 19. Yüzyılda yaşamış Karadağ ve Sırp edebiyatı için önemli bir şair ve filozof. Osmanlı İmparatorluğu’na karşı siyasi ve askeri verdiği mücadelenin yanı sıra tüm Sırpları aynı çatı altında toplamayı hedefleyen II.Petar, bu hedefine ulaşamasa da Yugoslavya’nın temellerini atan kişilerden gösteriliyor.

Millennium Köprüsü: Moraca Nehri boyunca uzanan köprü, 2005 yılında Karadağ’ın Ulusal Günü’nde açılmış. Açıldığı gün ile birlikte de ilgi odağı olmayı başarmış. Kablolarla destekli köprünün uzunluğu 173 , yüksekliği 57 metre.

Saat Kulesi: Podgorica’nın II. Dünya Savaşı’nda bombalanmasından sonra ayakta kalabilen nadir Osmanlı eserlerinden biri olan saat kulesi, 1667’de yaptırılmış. Yüksekliği 19 metre olan kuleye Osmanlı elinden çıktıktan sonra bir metal haç yerleştirilmiş. Günümüzde şehrin simgesi haline gelmiş diyebilirim.

Starodoganjska Cami: Karadağ’ın başkenti Podgorica’da iki tane cami bulunmakta. Bunlar “Old Town” denilen bölgede yer alıyor. Tam tarihi bilinmese de 15. Yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen cami, günümüzde aktif olarak hizmet vermekte.

Podgorica Cami (Osmanağa Cami): Starodoganjska Cami’nin 500 metre güneyinde bulunan Podgorica Cami, Müslümanların diğer ibadet yeri. Bu Müslüman kitleyi de çoğunlukla Arnavutlar ve yerel Boşnaklar oluşturmakta. Bu cami Başbakanlık TİKA tarafından 2011 yılında restore edilmiş.

Slobode Caddesi: Burası taşıt trafiğine kapalı Hercegovačka Caddesi ile birlikte şehrin en önemli caddelerini oluşturuyor. Caddenin ortalarında bulunan Cumhuriyet Meydanı (Trg Republike), popüler bölgelerden biri. Yine bu caddelerde ve şehrin birçok noktasında Transformers heykeli görürseniz şaşırmayın 😊
Vladimir Visockom Anıtı: Bu abimiz Rus şarkıcı, aktör ve şair. Yaşadığı dönemde Sovyet ülkelerinin en popüler şarkıcı ve oyuncularından biri olmuş. Birçok ülkede de anıtı bulunan Visockom’un anıtı Milenyum Köprüsü’nün hemen yakınında bulunuyor.

Niagara: Gelelim Podgorica adına benim en beğendiğim yere. Merkezin 8 kilometre uzaklığında bulunan bu doğa harikası, yolunuz Karadağ’a düşerse kaçırmamanız gereken bölgelerden. Hemen yanı başında kurulu restoranıyla güzel bir kombinasyon oluşturan şelalenin Ağustos ayında kuruduğunu öğrenmem benim için garip bir bilgi oldu 😊

Şelalenin çevresi ayrı bir güzel. İsviçre’deki köylerden fırlamışçasına bir manzara sizleri bekliyor.

St. George Kilisesi: Şehrin en eski ve şirin kilisesi St. George, 9 – 11. Yüzyıl arasında inşa edilmiş. Değişik türdeki ağaçlarla çevrili kilise, şimdiye kadar birçok kez restorasyona uğramış.

Partizan Anıtı: St. George Kilisesi’nden yukarı doğru uzanan yol güzel bir parka açılıyor. Gorica Tepesi’nde bulunan bu parkın içine II. Dünya Savaşı anısına bir anıt yapılmış. Zamanı olanlar için güzel bir aktivite olabilir.

Duklja: Merkezin 4 kilometre kuzeyinde bulunan antik kent, 4. Yüzyıldan kalma eserleri barındırıyor. Günümüze kadar ulaşan çok bir yapı kalmadığı için çok önermiyorum.

Karadağ’ın başkentindeki hızlı turumuzun ardından yeni lokasyonumuz Budva‘ydı. Ama öncesinde fazlasıyla merak ettiğim bazı yerleri keşfetmemiz gerekiyordu. Nereler mi? Cevabı diğer yazıda olacak 😀
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel