UNESCO Dünya Mirası Listesi – Türkiye

Döviz kurunun fazlasıyla artmış olmasından dolayı yurt dışı gezilerine uzak olduğum şu günlerde, yurt içi hedeflerime yöneldim. Bunlardan biri de Türkiye’deki UNESCO Dünya Mirası Listesi’ni bitirebilmekti. Ağustos 2018 itibariyle bu hedefime ulaşmış bulunmaktayım 🙂 Aşağıda UNESCO Dünya Mirası kabul yıllarına göre listeleme yaptım. Yanlarında bulunan parantezlerde de, benim beğenime göre olan sıralamayı bulacaksınız.

Unesco haritası (Kaynak: Business HT)

Not: Alttaki fotoğrafların tamamı bana aittir.

1- İstanbul [1985] (7): “Taşı toprağı altın” diye nitelendirilen İstanbul, 4 bölge olarak Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş. Yaşamak için uzak duracağım ancak gezmek için her gittiğimde yeni yerler bulduğum İstanbul listenin ilk sırasında.

İstanbul
İstanbul

2- Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası [Sivas] (1985) (11): Üniversiteyi okuduğum şehirde bulunan Divriği Ulu Cami 1228-29 yıllarında Mengücekli beyi Ahmed Şah yaptırılmış. İki kubbeli türbeye sahip bir cami ve caminin güney cephesine dayanmış darüşşifadan oluşan bu müthiş eser ziyaret ettiğimiz vakitte restore halde olsa da, dış cephedeki motifler bizi hayran bırakmaya yetmişti.

Sivas
Divriği Ulu Cami

3- Göreme Milli Parkı ve Kapadokya [1985] (8): Bundan milyon yıllar önce dağların püskürttüğü kül ve lavların oluşturduğu tüf tabakasında rüzgar ve yağmurun aşındırmasıyla meydana gelen peri bacaları ve bölgeye ismini veren Kapadokya, “Dünyanın Yeni 25 Harikası” listesinde de kendine yer bulmuş durumda. Dünyanın sayılı yerinde bulunan bu doğal oluşumları ziyaret listenize mutlaka eklemelisiniz. Çeşitli sebeplerden dolayı 4 kere yolu düşen bana göre bir kere görmek yeterli 🙂

Kapadokya
Kapadokya

4- Hattuşa (Boğazköy) – Hitit Başkenti (Çorum) [1986] (13): Hititlere 400 yıl başkentlik yapan Hattuşa, Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer alıyor. Antik kent yaklaşık 6 kilometrelik yol ile çevrili alanda olduğu için araçla gezmek mümkün. Eğer yolunuz Hattuşaş’a düşerse, 2 km uzaklıktaki Yazılıkaya‘yı da görmeden geçmeyin derim.

Hattuşaş
Hattuşa

5- Nemrut Dağı (Adıyaman – Kahta) [1987] (2): Güneşin en güzel doğduğu ve battığı yerler listesinin başlarındadır Nemrut Dağı. Ama burayı asıl özel kılan, 2150 metre yükseklikteki zirvede bulunan Komagene Krallığı’na ait dev heykeller.  Kral I. Antiochos tarafından yaptırılan, beş tanrıya ait 9 tona kadar ulaşabilen heykeller gerçekten ilgi çekici. O heykeller oraya nasıl konuldu hâlâ merak ediyorum 🙂

Nemrut Dağı
Nemrut Dağı

6- Xanthos – Letoon (Antalya – Muğla) [1988] (15): Birbirine yaklaşık 6 km uzaklıktaki bu iki antik kentten Xanthos Likya’nın en büyük idari merkezi iken, Letoon ise Likya’nın dini merkezi konumundaki kentleriymiş. Tarihteki ilk demokratik toplum olan Likyalıların başkenti olan bu alan tarihi açıdan çok şey vadetse de görsel anlamda diğer antik kentlerden pek bir farkı yok diyebilirim.

Ksantos
Ksantos

7- Pamukkale – Hierapolis (Denizli) [1988] (3): Kalsiyum oksit içeren suların oluşturduğu beyaz travertenlere sahip “Beyaz Cennet Pamukkale” ve antik tiyatrosuyla beni kendine hayran bırakan kent Hierapolis her vakit ziyaretçilerin ilgi odağı konumunda.

Pamukkale
Pamukkale

8- Safranbolu Şehri (Karabük) [1994] (10): Karabük’ün şirin ilçesi Safranbolu’da bulunan eski Osmanlı evleri, dönemin tarihini ve kent yaşamını çok güzel bir şekilde ortaya koymakta. İki ya da üç katlı evlerden oluşan kentin en güzel manzaralarından biri Hıdırlık Tepesi‘nden yakalanıyor.

Safranbolu
Safranbolu

9- Troya Antik Kenti (Çanakkale) [1998] (17): Her “Truva” dendiğinde aklıma tahtadan at ve Brad Pitt’in oynadığı “Truva (Troy)” filmi gelir. Haksız da sayılmam aslında, antik kentte at heykelinin bir kopyası haricinde çok da göze hitap eden bir şey kalmamış. Tabii ki tarihten anlayanlar için burası çok şey ifade ediyor. Kesintisiz olarak 3000 yıldan fazla bir zamanı gösteren 9 katman bu antik kentte bulunmakta.

Truva Antik Kenti
Truva Antik Kenti

10- Edirne Selimiye Cami ve Külliyesi (Edirne) [2011] (6): Osmanlı’ya başkentlik yapmış bir şehir, muhteşem yapıtlar ve Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği Selimiye Cami…Yapımına 1568 yılında başlanıp 15 000 kişinin çalışmasıyla ancak 7 yılda bitirilebilen cami, mutlaka görülmesi gereken yapıtlardan.

Selimiye Cami
Selimiye Cami

11- Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya [2012] (18): Neolitik Döneme ait en eski yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük, listedeki en son ziyaret ettiğim yer oldu. Yerleşik hayata geçiş, tarımın başlangıcı, avcılık gibi değişimlere tanıklık eden kentte benim ilgimi çeken tek şey, içlerine çatılardan girilen evler oldu.

Çatalhöyük
Çatalhöyük

12- Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) [2014] (12): Bergama, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden eserlerin bir arada olduğu bir kent. Tıp biliminin ilk örneklerinin burada bulunduğu söylenen antik kent 8500 yıllık geçmişe sahip. Fotoğrafta görülen amfitiyatro, dünyanın en dik tiyatrosu.

Bergama
Bergama

Bu arada bu bölge ile ilgili bir haberi hatırlatmakta fayda var, Osmanlı döneminde antik kentin belki de en önemli eseri Zeus Sunağı parça parça sökülerek Almanya’ya götürülmüş ve Pergamon Müzesi’nde sergilenmekte. Buna nasıl izin verilmiş, gerçekten aklım almıyor.

13- Bursa ve Cumalıkızık [2014] (5): Orhan Bey’in fethi ile Osmanlılara katılan Bursa, 39 yıl başkentlik yapmış bir şehir. Altı padişah döneminde yapılmış olan 127 cami, 45 türbe, 34 medrese, 25 han, 37 hamam ve 14 imarethane ile buram buram tarih kokmakta. UNESCO, Bursa’daki Dünya Miras Alanını altı bileşen olarak belirlemiş. Bu bileşenlerden Cumalıkızık Köyü de, Osmanlı mimarisini en güzel yansıtan evlerin doğal sokaklar ve anıtsal eserlerle birleştiği önemli bir kültür mirası olarak göze çarpmakta.

Cumalıkızık
Cumalıkızık

14- Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri [2015] (14): Farklı dönemlerde bölgede ikamet eden otuzu aşkın uygarlığın izlerini taşıyan 7 binlik surlar, surların eteklerinden başlayıp uzanan 8000 yıllık Hevsel Bahçeleri…Çin Seddi’nden sonra günümüze bozulmadan gelen en uzun surlardan biri olarak ünlenen Diyarbakır Surlarından; Dicle Nehri kıyısındaki yaklaşık yedi yüz hektarlık bu verimli arazileri seyre dalabilirsiniz.

Hevsel bahçeleri
Hevsel Bahçeleri

15- Efes (İzmir) [2015] (4): “İzmir” ve “antik kent” kelimeleri bir arada kullanıldığında ilk akla gelecek yer olan Efes Antik Kenti, İzmir’in Selçuk ilçesine yaklaşık 4 kilometre uzaklıkta. Zamanında yaklaşık 14000 bin kitaba ev sahipliği yapan büyüleyici Celsus Kütüphanesi, antik tiyatrosu, Kral Yolu, Yamaç Evleri ile Efes her dönem binlerce ziyaretçi ağırlamakta.

Efes
Efes – Celsus Kütüphanesi

16- Ani Arkeolojik Alanı (Kars) [2016] (1): Ermenistan sınırındaki Arpaçay kıyısı boyunca konumlanmış olan Ani Harabeleri, Ermeni Bagratuni hanedanlığına başkentlik yapmış bir kent. Doğu Ekspresi’nin popülerliğinin gün geçtikçe artmasıyla, harabelerde turist ziyareti katlanmış durumda. Yazı ayrı, kışı ayrı bir güzel.

Ani Harabeleri
Ani Harabeleri

17- Afrodisias (Aydın) [2017] (9): Adını aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’ten alan, Roma’nın ilk imparatoru Augustus’un “Tüm Asya’dan kendime bu kenti seçtim” dediği Afrodisias, benim en çok etkilendiğim antik kentlerden biri olarak aklıma kazındı. Antik kentin girişine kurulan müzenin heykelleri de kesinlikle görülmeye değerdi.

Afrodisias
Afrodisias

18 – Göbeklitepe (Şanlıurfa) [2018] (16): Listeye en son dahil olan Göbeklitepe, tarihin bilinen ilk ve en büyük tapınağı. Günümüzden 12 bin yıl önce inşa edilen tapınak, T sütunlar ile çevrilmiş. Ziyaret ettiğimde restore haldeydi, şu anki hali çok çok daha iyi durumda 🙂

Göbeklitepe
Göbeklitepe

Ülkemizde keşfedilmeyi bekleyen, UNESCO’ya kalıcı olarak girmesi için uğraşılan o kadar güzellik var ki…Onun için yapılan listeye de bıraktığım linkten ulaşabilirsiniz (link). Kim bilir belki bir gün o listeyi de yazarım 🙂

 

Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel 

Bir Yorum Yazın

Yazar: Serdar

Küçüklüğümden beri babam sayesinde ekonomik tatiller yaptık. Büyüdükçe babamın izinden gitmeye çalışıyorum :) Bugüne kadar kendime göre çok yer gezdim ancak bunları bloga yazma fikri arkadaşların ısrarı sonucu oluştu. Gezmek güzel şey, hayat gezince güzel :)