Kıbrıs’ın Liman Kenti: Girne

Üç lise arkadaşı, 23 Nisan’ın Pazartesi gününe denk gelmesini fırsat bilerek Kıbrıs’a doğru seyahat etmiş, başlangıcı da Lefkoşa ile yapmıştık. Hızlı geçen başkent gezimiz sonrası yönümüzü adanın tatil gözdesi Girne’ye çevirdik. Girne bizim için farklı bir anlam da taşıyordu. Çünkü adada vatani görevini yapan dördüncümüz Ahmet ile burada buluşacaktık. Bir gün boyunca gezdiğimiz ve tam anlamıyla bitiremediğimiz Girne’de gezilecek yerler yazıma başlıyorum.

Girne
Girne

Girne Gezilecek Yerler

Girne Yat Limanı: Gündüzü sakin, gecesi bir hayli hareketli olan yat limanı, Girne gezisinin vazgeçilmezi. Sahil boyunca uzanan kafeler, barlar ve restoranların yanı sıra balıkçı tekneleri, tur botları ve yatları ile Girne Yat Limanı şehirde ilk görülmesi gereken yer. Yat limanını en güzel gören fotoğraf açısı, hemen yanındaki Girne Kalesi’nden yakalanıyor.

Girne Yat Limanı
Girne Yat Limanı

Girne Kalesi: Bizanslılar tarafından Arap-İslam akınlarına karşı yaptırılan Girne Kalesi, yat limanı ile birlikte şehrin simgesi durumunda. Günümüzde müze olarak kullanılan kalenin içinde Venedik Kulesi, Lüzinyan Kulesi, St. George Kilisesi, zindanlar ve Batık Gemi Müzesi gibi yapıtlar bulunmakta.

Girne Kalesi
Girne Kalesi (Ancak içinden çekebildim)

Shipwreck Museum (Batık Gemi Müzesi): Girne Kalesi içinde bulunan müzeyi bu listeye özellikle koymamın sebebi, kale geziniz sırasında burayı atlamamanız için. Milattan önce 4. yüzyıl dönemine ait olduğu düşünülen batık, günümüze kadar bulunan en eski gemi olarak biliniyor. 1965 yılında keşfedilen geminin, Büyük İskender’in ölümünden sonra Akdeniz’de kurulan Helenistik Krallıklara ait, 4 kişilik bir gemi olduğu tahmin ediliyor.

Batık Gemi
Batık Gemi

Halk Sanatları Müzesi: Girne’nin güzel sahili haricinde, iç kesimlerinde çok hoş dar sokakları bulunmakta. Bu dar sokakların birinde de Halk Sanatları Müzesi yer alıyor. Vakti olanlar için bir tercih olabilir.

Dar Sokaklar
Boşverin müzeyi, sokaklar şahane 🙂

Archangelos Michael Church: Başmelek Michael’e adanmış olan, 1860 tarihli Rum Ortodoks Kilisesi, sonradan eklenen çan kulesi ile şehrin en belirgin simgesel yapılarından biri. Girne bölgesindeki kiliselerden toplanan eserlerin sergilendiği bir müze olan kilise, bizim ziyaretimizde içi boş kapalı bir harabe şeklindeydi.

Archangelos Michael Kilisesi
Archangelos Michael Kilisesi

Ağa Cafer Paşa Camii: Zamanın Kıbrıs Beylerbeyi Cafer Paşa tarafından 16. yüzyılın sonlarında yaptırılan cami, yine dar sokakları gezerken karşınıza çıkıyor. Camiye ismini veren Cafer Paşa, kölelikten Trablusgarp muhafızlığına, sonrasında Kıbrıs valiliğine uzanan bir geçmişe sahip. Hatta iki kez Kaptan-ı Derya olarak görev yapmış.

Ağa Cafer Paşa Cami
Ağa Cafer Paşa Cami

St. Andrew’s Kilisesi: Dini yapılardan oluşan turumuzun son konuğu St. Andrew’s Kilisesi, Kuzey Kıbrıs’taki iki Anglikan kilisesinden biri. Yaklaşık 100 yaşındaki kilise, şehirdeki Hristiyanlar için önemli bir ibadet merkezi.

St. Andrew's Kilisesi
St. Andrew’s Kilisesi

Biraz da şehrin dışına çıkalım 🙂

Mavi Köşk: “Kıbrıs’ta seni en çok neresi etkiledi?” diye sorulsa kuşkusuz cevabım “Mavi Köşk” olur. İtalyan asıllı Rum silah kaçakçısı Paulo Paolides tarafından 1957 yılında yaptırılan bu köşk, birçok ilginç detaya sahip. Askerimizin rehberliğinde, gruplar halinde anlatılan bu evin hikayesini dinlerken garip bir hayranlık ve eş zamanlı nefret duygularını hissediyorsunuz. Bu yazıda uzun uzun köşkü anlatmayacağım. Oraya gitmeden yazılanları okumaktansa, mehmetçiğimizin o güzel anlatımına kulak vermenizi tavsiye ediyorum (Giriş ücreti: 3 TL. Anlatım yaklaşık 30 – 40 dakika sürüyor).

Mavi Köşk
Mavi Köşk

Tarihi Tank: Mavi Köşk sonrası dar yollardan ilerleyerek Tarihi Tank’ın olduğu bölgeye geldik. Beşparmak Dağlarındaki bu tank, savaş efsanesi olarak anlatılsa da, aslında gerçek bir olaydır. 2 Ağustos 1974 günü Lapta muharebelerinde görev alan bu tank, karanlık bir vakitte dar ve müsait olmayan yollardan buraya kadar gelmiş, yola döşenen mayın yüzünden hasar almıştır. Arkasından gelen tank da, yolu açmak için bu tankı şimdiki yerine itmiştir. Böylesine bir olayı yerinde görmek ayrı bir gurur verici.

Tarihi Tank
Tarihi Tank (Tankın üzerindeki Ahmet yazısının bizimle ilgisi yoktur 🙂 )

St. Hilarion Kalesi: Kudüs’ün Araplar tarafından alınmasıyla Kıbrıs’a gelen Aziz Hilarion’un ismini verdiği kale, Beşparmak Dağlarına kurulu 3 kaleden en batıda olanı. Başlarda sadece manastır ve kilise bulunan yapı, muhtemel Arap saldırılarına karşı kaleye çevrilmiş ve çeşitli uygarlıklarda çevresi genişletilmiş. Kalenin yüksekliği en tepede 700 metreye kadar ulaşmakla birlikte, oldukça güzel bir manzaraya sahip. Kaleyi tam anlamıyla gezmek oldukça zaman almakta. Kapanış saati 18.00 olsa da 17.00 den sonra ziyaretçi girişi kabul edilmiyor. Giriş ücreti 7 TL.

St. Hilarion Kalesi
St. Hilarion Kalesi

Bellapais Manastırı: Yapımına 12. yüzyılda başlanmış olan manastırın ismi Fransızca’da “barış manastırı” anlamına geliyormuş. Gotik mimarinin Kıbrıs’taki güzel bir örneği olan manastırın büyük bir kısmı günümüze kadar bozulmadan gelebilmiş. Dönem dönem klasik müzik konserlerine de ev sahipliği yapan manastır, güzel bir Girne manzarasına sahip. Yine manastırın bulunduğu köy de görülmeye değer.

Bellapais Manastırı
Bellapais Manastırı

Bufavento Kalesi: Beşparmak Dağları’ndaki bir diğer kale olan Bufavento Kalesi’nin 1191 yılında yapıldığı tahmin edilmekte. 950 metre yüksekliği ile ulaşımın oldukça zor olduğu kaleye sadece alttan bakmakla yetindik. (Saat 18.00 sularıydı, yoksa çıkardım yani 🙂 )

Bufavento Kalesi
Bufavento Kalesi

Boğaz Şehitliği: Kıbrıs’ta harekat sonucu şehit düşen askerlerimiz ve mücahitlerimiz için birçok şehitlik bulunmakta. Bunlardan biri de en fazla şehidimizin yattığı Boğaz Şehitliği. 300 Türk askeri ve 26 mücahidin mezarının bulunduğu şehitlikte, Piyade Onbaşı Cengiz Kurtuluş’un şehit olduğunda cebinden çıkan mektupta yazılanları okurken eminim ki çok duygulanacaksınız.

Boğaz Şehitliği
Boğaz Şehitliği

Karaoğlanoğlu Şehitliği: Girne’ye yakın diğer bir şehitlik olan Karaoğlanoğlu Şehitliği’nde 70 askerimizin mezarı bulunmaktadır. Şans eseri orada arkadaşlarıyla bulunan bir mehmetçiğin anlatımıyla şehitlik hakkında güzel bir bilgi sahibi oldum. Orada bulunan heykellerin, sütunların, hatta mezar taşlarının beş basamaklı olmasının, yani hepsinin bir anlamı olduğunu öğrendim. Örneğin beş basamaklı mezar taşları Beşparmak Dağları simgelemekteymiş. Şehitliğin hemen yanında görülmeye değer bir Açık Hava Müzesi bulunuyor.

Karaoğlanoğlu Şehitliği
Karaoğlanoğlu Şehitliği

Hazreti Ömer Türbesi: İslamiyetin doğuşu sonrası, Kıbrıs’ın fethi için adaya keşif amacıyla gelen Hz. Ömer ve altı silah arkadaşı burada şehit olmuşlar. Girne’nin doğusunda türbesi olan Hz. Ömer, Müslüman bir savaşçıdır. Halife Hz. Ömer ile karışmasın.

Hazreti Ömer Türbesi
Hazreti Ömer Türbesi

Türbe ziyaretimiz ile birlikte Girne’ye noktayı koyup, Gazimağusa’ya doğru yol aldık. Söylemeden geçmeyeyim; vakti olanlar için Kantara Kalesi ile Karaman, Koruçam ve Akdeniz köyleri de güzel tercihler olabilir.

Lise Arkadaşları
Bu da bizden olsun. Fotoğraftaki askeri bulun 🙂

Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel

Yorumlar

    Serdar Cihan Cesur

    (10 Haziran 2018 - 19:51)

    Çok güzel anlatmışsınız Girne’yi özlettirdiniz 🙂

    Serdar

    (10 Haziran 2018 - 20:21)

    Çok teşekkürler, aynı zamanda adaşmışız 🙂

Serdar için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Yazar: Serdar

Küçüklüğümden beri babam sayesinde ekonomik tatiller yaptık. Büyüdükçe babamın izinden gitmeye çalışıyorum :) Bugüne kadar kendime göre çok yer gezdim ancak bunları bloga yazma fikri arkadaşların ısrarı sonucu oluştu. Gezmek güzel şey, hayat gezince güzel :)