Eskişehir’e Neden Gidilir?
- Hayata kısa bir mola almak istiyorum.
- İş-güç derken kendime vakit ayıramıyorum, kafa dinleyebileceğim bir yere gitmek istiyorum.
- Hafta içi işlerim nedeniyle çok yoğunum, hafta sonlarımı gezerek değerlendirmek istiyorum.
- Çocuklarımın doyasıya gezip eğlenebilecekleri bir yere gitmek istiyorum.
- Müzeleri ziyaret etmeye bayılıyorum.
- Venedik’e gidemiyorum. Türkiye’de buraya benzer bir yer olsa kesin giderdim.
- Amsterdam’a gidemiyorum. Türkiye’de buraya benzer bir yer olsa kesin giderdim.
- Nasrettin Hoca’nın doğduğu yeri merak ediyorum.
- Ülkemin bütün şehirlerini gezip görmek istiyorum.
- Ülkemin bütün şehirlerini gezemeyebilirim; ama herkesin mutlaka gezip görmesi gereken şehirlerine gitmek isterim.
Yukarıda yer alan nedenlerden herhangi birine sahipseniz, mutlaka Eskişehir’e gitmelisiniz. Eskişehir’in ortasından geçen ve şehre “kanal şehir” özelliğini veren Porsuk Çayı, Eskişehir’in ilk yerleşim yeri olan Odunpazarı, ülkemizin Disneyland’ı Sazova Parkı, yapay plaj sayesinde denizi insanların ayağına getiren Kentpark, Madame Tussauds’un heykellerini aratmayan Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi; şehrin cazibesini arttırıyor. Bütün bu güzellikleri Eskişehir’e kazandıran, var olan güzellikleri de gün yüzüne çıkaran kişi ise Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen. Yaptığı projelerle şehrin havasını öyle bir değiştirmiş ki, neden kendi memleketimde de böyle projeler yapılmıyor diye sorgulamaya başladım. Odunpazarı’nı gezerken kendinizi Osmanlı Devleti zamanında, Porsuk Çayı’nı gezerken Venedik’te, bisiklet yollarında bisiklet sürerken Amsterdam’da, Sazova Parkı’nı gezerken Disneyland’da, Kentpark’ı gezerken sahil kıyısında bir kentte hissedebilirsiniz. Bütün bu güzellikler dışında müzeleri kültür sanat yönünden ufkunuzu zenginleştiriyor. Ziyaretleriniz sırasında “Bunun da mı müzesini yapmışlar?” diyorsunuz; fakat “Ne güzel yapmışlar. Ne iyi düşünmüşler.” de diyorsunuz. Bütün bu güzelliklere ulaşabilmek için Ankara, İstanbul ve Konya’dan düzenlenen yüksek hızlı tren seferleri olduğu için de TCDD’ye minnettarız…
Eskişehir’e Ne Zaman Gidilir?
Eskişehir bahar aylarında yağmurlu, kış aylarında ise çok soğuk ve kar yağışlı olabiliyor. Bu nedenle Mayıs – Eylül ayları arasında giderseniz, Eskişehir sizlere üşümeden ve konforlu bir gezi imkanı sunacaktır. Fakat özellikle hafta sonları ve yaz aylarında, turistlerin akınına uğrayan bu şehirde gittiğiniz yerlerde sıra beklemek zorunda kalabilirsiniz. “Vaktim bol istediğim zaman gezerim” diyorsanız yine de hafta içini tercih etmenizin daha iyi olacağını düşünüyorum. Müzeler ve parklar dışında alışveriş yaparken bile, hatta restoranlarda da sıra beklemek hoşunuza gitmeyebilir 🙂
Eskişehir’de Şehir İçi Ulaşım
Eskişehir’de şehir içi ulaşımda toplu taşıma araçlarını tercih ediyorsanız tek binişlik biletlerin yanı sıra 6,5 TL karşılığında satın alabileceğiniz, ihtiyacınız kadar dolum yaptırıp kullanabileceğiniz ESKART‘ı da tercih edebilirsiniz. Tramvay ve otobüsler sizi mutlaka gitmek istediğiniz yere ulaştıracaktır (özellikle de tramvay hattı). Otogar – SSK, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi – Opera arasında olmak üzere toplamda 2 tane tramvay hattı bulunmakta. Hatlar Çarşı durağında kesişmekte. Yazımda geçen yerlere gidebilmek için Otogar – SSK hattını kullanabilirsiniz. Tramvay hattı güzergah haritası için lütfen tıklayın.
- Odunpazarı Evleri’nin ve müzelerin olduğu bölgeye gitmek için tramvaya binip Atatürk Lisesi durağında inebilirsiniz.
- Sazova Parkı’na gitmek için Atatürk Lisesi’nin karşısından kalkan 11,17 veya 31 numaralı otobüslere binebilirsiniz.
- Şelale Park’a gitmek için de Atatürk Lisesi’nin karşısındaki duraktan 1 numaralı otobüslere binebilirsiniz.
- Hava Müzesi’ne gitmek için tramvaya binip Hava Müzesi durağında inebilirsiniz.
- Kentpark’a gitmek için ise tramvaya binip Otogar durağında inebilirsiniz.
- Porsuk Çayı Adalar bölgesine gitmek için tramvaya binip Çarşı durağında inebilirsiniz.
Eskişehir’i Kanal Şehir Yapan Porsuk Çayı
Porsuk Çayı, Eskişehir’i Eskişehir yapan, en çok ilgi gören ve “Eskişehir’de nereye gidilir?” sorusuna hiç gitmeyenlerin bile verdiği yanıttır. Çayın çevresindeki restoran ve kafeler ile yeşil alanlar cıvıl cıvıl… Gençler çayın kenarına bağdaş kurmuş sohbet ediyorlar… Buraya neden öğrenci şehri dediklerini çayın çevresini görünce daha iyi anlıyorsunuz. Ayrıca internette gördüğünüz sokak heykellerinin büyük bir çoğunluğunun da buraya ait olduğunu görünce şaşkınlığınızı gizleyemiyorsunuz.
Bunların dışında Porsuk Çayı’nda gezmek isterseniz Köprübaşı İskelesi’nden kalkıp TÜLOMSAŞ istikametinde yol alan bot ve gondollara binebilirsiniz. Bot turları 12 dakika sürüyor. 20 kişi dolunca botlar harekete geçiyor, aksi taktirde bir sonraki turu ve sonraki turdaki botun dolmasını beklemek zorunda kalıyorsunuz. Bota ya da gondola binemeseniz bile aklınızda kalmasın, çayın etrafında yürümek en az botla çayı gezmek kadar zevkli ve ücretsiz. 🙂
Porsuk Çayı’nın kenarında yürümeye devam ederseniz, Aşk Adası denilen aşıkların ve sevgililerin mekanını görebilirsiniz. Aşk Adası, Porsuk Çayı’nın üzerine kurulan yapay bir ada. Adaya açılan köprüden tutun da adadaki çiçeklere, ağaçlara varıncaya kadar her yerde aşk temasının işlendiğini görüyorsunuz. Adada aşıkların dışında tek başına dolaşan kimse olmuyor. Zaten burası Eskişehir’deki çiftlerin evlilik teklifi yaptıkları yer olarak biliniyor. Tek gitmeyi düşünüyorsanız aklınızda bulunsun. 🙂 Bir de unutmadan adanın her daim güzelliğini koruması için çalışan belediye görevlileri oluyor.
Eskişehir’deki Müzeler
Eskişehir’de yer alan müzelerin başlıcaları Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykelleri Müzesi, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Kurtuluş Müzesi, Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Müzesi, Eti Arkeoloji Müzesi, Havacılık Müzesi, Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi ve Eğitim Karikatürleri Müzesi’dir. Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Müzesi şu sıralar restorasyon çalışmaları nedeniyle kapalı.
Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen‘in kendi elleriyle yaptığı 160 balmumu heykelin sergilendiği müze, Madame Tussauds’u aratmıyor. Burada hem ülkemizde ve hem de dünyaca ünlü tarihi kişilerin, devlet adamlarının, sanatçıların, sporcuların, medya mensuplarının balmumundan yapılan heykelleri bulunuyor. Buradaki bütün heykeller o kadar canlıymış hissi veriyor ki… Yine de heykeller içerisinde en çok beğenilen ve ilgi göreni Mustafa Kemal Atatürk’ün heykelleri oluyor. Hatta Yılmaz Büyükerşen, Madame Tussauds’un müzesindeki Atatürk heykelini beğenmeyerek kendi yapıyor ve Madame Tussauds’un müzesine hediye ediyor. Bu da Büyükerşen’in bu konudaki başarısını kanıtlıyor.
Müzede gezerken özellikle şuanda hayatta olmayan ünlülerin balmumu heykelleri gördüğünüzde duygusal anlar yaşayabiliyorsunuz. Ayrıca çocuklarınız doğmadan önce ölmüş; fakat adına sıkça duyduğu ünlü isimlerin de heykelleri burada bulunduğu için, heykellerin başında o ünlü isimlerin neler yaptıklarını, ne işler başardıklarını anlatabiliyorsunuz.
Müzeye giriş ücreti 10 TL, 65 yaş üstü için 5 TL. Müzede bazı alanlarda ziyaretçilerin fotoğraf çekmesi yasak; fakat bu alanlarda müze görevlilerine fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Daha sonra müzenin çıkışında almak istediğiniz fotoğrafı seçip, tanesine 7 TL ödeyerek alabiliyorsunuz. Müzenin tüm gelirleri engellilere ve kız çocuklarının eğitimine harcanıyor.
Çağdaş Cam Sanatları Müzesi
Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi’nin hemen yanında bulunan Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Türkiye’nin ilk cam müzesi olup cam sanatçılarının eserlerini sergilemesi için açılmıştır. Müze binası 3 Odunpazarı evinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş, 2 katlı bir binadır. Zemin katta camdan eserlerin sergilendiği bölüm ile dönem dönem değişen çeşitli sanat eserlerinin sergilendiği (ör: pirinçten yapılan eserler) diğer bir bölüm bulunmaktadır. Üst katta da Eskişehir’in tarihini anlatıldığı bir bölüm bulunmaktadır. Binanın holünde hole çıkan herkesin dikkatini çeken ve ziyaretçilerin hayranlığını gizleyemediği camdan avize bulunmaktadır. Camdan eserlerin sergilendiği bölümde “Maskeli Rüküş” ve “Üç Kafadar” adlı eserler en çok ilgi gören eserler arasında yer alıyor. 🙂
Kurtuluş Müzesi
Kurtuluş Müzesi 4 bölümden oluşmaktadır.
- Milli Mücadele döneminde yayınlanan gazetelerin bulunduğu bölüm,
- Milli Mücadele döneminde yayınlanan çeşitli karikatürlerin bulunduğu bölüm,
- Milli Mücadele dönemine ait fotoğrafların yer aldığı bölüm
- Milli Mücadele dönemini kronolojik olarak anlatan bölüm
Gösterim odasında da belirli saatlerde Milli Mücadele dönemi ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Müzenin çıkışındaki görçek (özçekim) odasında eski Türkiye Büyük Millet Meclisinin önünde Mustafa Kemal ATATÜRK ile simulasyon destekli bir ortamda fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Ücretsiz olarak çekilen fotoğrafınızı kendi mail adresinize gönderiyorsunuz, hayatınız boyunca unutamayacağınız bir hatıra da size böylece kalmış oluyor. Bu müzenin en çok dikkat çeken özelliklerinden biri de merdivenleri çıkarken fark edebileceğiniz tavana asılı asker künyeleri… Bu künyelerin hepsi Kurtuluş Savaşı’nda can veren askerlerimize ait. Asker künyeleri bilindiği üzere 2 adet yapılır. Müzede künyesi olan askerlerin künyelerinin bir eşi buradayken, diğer eşi askerlerin cesetleri kaybolursa tanımlanabilmesi için askerlerimizde bırakılmış… Bu önemli müzeye giriş için tam bilet 3 TL, öğrenci 2 TL…
Eti Arkeoloji Müzesi
Eti Arkeoloji Müzesi, Eti sponsorluğunda açılması nedeniyle özel sektör desteği ile açılan ilk müzedir. Bu müzede Neolitik, Kalkolitik, Tunç, Helenistik, Roma, Bizans ve İslami dönemlere ait eserler bulunmaktadır. Bu anlamda farklı dönem eserlerini bir arada görebileceğiniz bir müze. Müzeye giriş 5 TL.
Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi
Günümüzde yerini bilgisayar klavyelerine bıraksalar da uzun yıllar kullanılan daktilolar… 1714’lerde ilk keşfedildiğinde büyük ve pahalı olsa da zaman içinde daha kullanışlı ve uygun fiyata üretilmeye başlamış. Ülkemizin ilk daktilo müzesi olan bu müzede Tayfun Talipoğlu geçmişten günümüze üretilen çeşit çeşit farklı firmaların ürettiği daktiloları müzeye bağışlamış. Müzede bir daktilo da siz değerli ziyaretçiler için ayrılmış. Yazı yazmak veya nostalji yaşamak isterseniz kullanabilirsiniz. Ayrıca müzede Tayfun Talipoğlu’nun ve Bülent Ecevit’in çalışma odası bulunmakta, çalışma odalarında bu iki önemli ismin balmumundan heykellerini de görebiliyorsunuz. Bu değerli müzede emeği büyük olan geçtiğimiz aylarda vefat eden Tayfun Talipoğlu’nu rahmetle anıyorum. Müzeye giriş için erkeklerin 2 TL, kadınların ve öğrencilerin 1 TL ödemesi gerekiyor. Kadına verdikleri değer için de kendilerine şükranlarımı sunuyorum. 🙂
Havacılık Parkı ve Tayyare Müzesi
Havacılık Parkı, Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olarak işletiliyor. Müze açık hava müzesi olup içeride birbirinden güzel özel ve savaş uçakları bulunuyor. Ayrıca müzede Cumhuriyet tarihinin ilk hava harp şehidi Cengiz Topel’in heykeli de bulunuyor. Ücretsiz olarak girebildiğiniz bu müzeyi pazartesi ve salı günleri dışında kalan diğer günlerde 09.00 – 17.00 arasında ziyaret edebiliyorsunuz.
Eskişehir’deki Mimari Yapılar
Eskişehir’deki eski mimari yapılar Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti zamanında yapılmış olmasına rağmen günümüze kadar hasar görmeden korunmaları başarılmış. Tiryakizade Süleymanağa Cami, Reşadiye Cami, Alaaddin Cami gibi dini yapıların haricinde özellikle Kurşunlu Cami ve Külliyesi görenlerde, hikayesini dinleyenlerde hayranlık bırakıyor.
Tarihi Odunpazarı Evleri
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde olan Odunpazarı Evleri, Eskişehir’in ilk yerleşim bölgesini temsil ediyor. Rivayetlere göre Eskişehir’e ilk yerleşileceği zamanlarda Odunpazarı bölgesi’ne ve Porsuk Çayı bölgesine kuzu ciğeri asılıyor. Odunpazarı bölgesindeki ciğer daha geç bozulduğu için insanlar bu bölgeye yerleşiyor.
Osmanlı Devleti zamanından günümüze kadar gelen evler cumbalı, ahşap, rengarenk boyalı, bitişik ve tek bahçeli. Tarihi konakların arasında kaybolmak insana ayrı bir huzur veriyor, yıllar öncesinde yaşıyormuşsunuz hissi veriyor. Bu bölgede ara sokaklara girdiğinizde ise Arnavut kaldırımlı sokaklar, sizi çıkmaz sokaklara çıkarabiliyor.
Ayrıca Odunpazarı Evleri’nin bulunduğu bölge, tarihsel, kültürel ve sanatsal anlamda bilgiye doymanızı sağlıyor. Eskişehir’deki çoğu müze bu bölgede yer alıyor. Bu nedenle kültürel ve sanatsal anlamda zenginleşiyorsunuz. Eskişehir’in ilk yerleşim yeri olması nedeniyle de tarihi binalar ve müzelerde işlenen tarihsel tema sizi tarihsel açıdan da zenginleştiriyor.
Kurşunlu Cami ve Külliyesi
Kurşunlu Cami ve Külliyesi’nin kubbe bölümleri kurşundan yapıldığı için bu isimle anılıyor. Külliye’nin bölümlerinden biri olan Kervansaray‘da kubbe dışında duvarlarının harcına da kurşun karıştırıldığı için Kervansaray’daki yiyecekler uzun süre tazeliğini koruyormuş. Kervansaray’ın Eskişehir’de Mimar Sinan’ın yaptığı veya tamir ettiği (farklı kaynaklarda farklı ibareler var) tek yapı olması nedeniyle burası ziyaretçilerin ayrı bir ilgisini çekiyor. Kervansaray dışında, Cami, Şadırvan, Medrese, Sübyan Mektebi gibi bölümleri de var. Ayrıca buradaki Lületaşı Müzesi, El Sanatları Çarşısı, Sıcak Cam Atölyesi alanları da mevcut.
Lületaşı gözenekli ve emici yapıda olması nedeniyle daha çok pipo yapımında kullanılsa da Lületaşı Müzesi’nde her türlü hediyelik eşya karşınıza çıkabiliyor. El Sanatları Çarşısı’nda el emeği göz nuru eşyaları görebiliyor, dilerseniz satın alabiliyorsunuz. Sıcak Cam Atölyesi’nde ise sıcak cama nasıl şekil verildiğini canlı canlı görebiliyorsunuz. Öğle araları dışında tabi… 🙂
Atlıhan El Sanatları Çarşısı
Müzelerin olduğu yerde bulunan Atlıhan El Sanatları Çarşısı, müze ziyaretleriniz arasında Eskişehir’e özgü lületaşından yapılan hediyelik eşyalar, tesbihler, kolyeler, pipolar vb. satın alabileceğiniz 2 katlı eski bir binada kurulmuş. Çarşının kendine özgü mimari yapısındaki güzelliğin 1850’li yıllardan bu yana orjinalliği bozulmadan korunarak devam etmesi ise ülkemizin çeşitli yerlerindeki restorasyon başarısızlıklarıyla burayı karşılaştırınca insanı düşünmeye sevk ediyor. Yapının pencereleri, merdivenleri, dükkan kapıları ahşaptan ve birbirinin aynı… Çarşının ortasındaki boş alanda ise mermerden süs havuzu bulunuyor.
Eskişehir’de Gezilecek Parklar
“Ülkemizin yeşiliyle ünlü şehri neresidir?” diye sorulduğunda birçokları Bursa yanıtını verebilir. Ancak Eskişehir de en az Bursa kadar yeşil. 🙂 Parkları, yeşil alanları ile bu güzellikleri tamamlayan çay ve gölet gibi sulak alanları beraberinde bulundurması insanların ilgisini daha çok çekiyor. Kentpark, Şelale Park ve Sazova Parkı burada gezebileceğiniz en güzel parklar arasında. Aslında her biri için en az 1 gün ayırmak gerekiyor; çünkü bunu hak edecek kadar çok güzeller…:)
Kentpark
Kentpark’ın giriş kapısı, Galatasaray Lisesi’nin giriş kapısından esinlenerek yapılmış. Bu güzel kapıyı geçtikten sonra biranda kendinizi bambaşka bir dünyaya geçmiş gibi hissediyorsunuz. Karşınızda uçsuz bucaksız çimenler, ağaçlar, yeşillik alanlar… Biraz daha ilerlediğinizde deniz bisikletiyle gezebileceğiniz, turuncu süs balıklarını seyredebileceğiniz göleti görüyorsunuz. Göletin etrafında kafe ve restoranlar bulunuyor. Göletin üzerindeki köprüden karşıya geçip biraz daha ilerlediğinizde ise yapay plajı görüyorsunuz. Şehre resmen denizi getirmişler… Yılmaz Büyükerşen’in bir kez daha bu şehirde harikalar yarattığını düşünebilirsiniz. Plajın kumu deniz kumu, denizin ortasına doğru ilerlediğinizde derinleşerek derinliği 2 m’yi buluyor, sonra yine sığlaşmaya başlıyor. Bunların dışında parkta At Çiftliği de bulunmakta. Dilerseniz ata binebilir, nostaljik fayton turu yapabilirsiniz. Yürüyüş yapmayı sevenler için yürüyüş alanları da mevcut, yürüyüş yapmayı sevmeseniz de parkın bütün güzelliklerini fark etmeniz açısından gezi sırasında kullanacağınız en iyi yöntem yürüyüş olabilir. Plaja giriş, ata binme ve fayton turundan ücret ödeyerek faydalanabiliyorsunuz. Parka girişin ücretsiz olması ise avantajlı yanlarından… 🙂
Şelale Park
Şelale Park, Eskişehir’in Odunpazarı semtinde şehre hakim bir tepe üzerine kurulmuş. İçerisinde yapay bir şelale, yel değirmeni, Don Kişot ve Sanço Panço heykelleri bulunuyor. Park’ta yer alan seyir terasının yanı sıra restoran ve kafeler de sizi muhteşem şehir manzarasıyla baş başa bırakıyor.
Sazova Parkı
Sazova Parkı (Bilim, Sanat ve Kültür Parkı) ülkemizin Disneyland’ı adeta… İçerisinde Eti Sualtı Dünyası, Uzay Evi, Korsan gemisi, Masal Şatosu, Bilim Deney Merkezi, Esminyatürk ve yapay gölet bulunmakta. Dilerseniz parkın bahçesinde trenle ücretsiz olarak gezebiliyorsunuz. Parkın içinde oluşturulan ziyaret edebileceğiniz alanlar için ise ayrıca ücret ödemeniz gerekiyor. Bütün bu güzellikler için 1 gün ayırırsanız ancak layıkıyla gezebilirsiniz. Bunun dışında “Gidemiyorum ama çok merak ediyorum.” diyenler için Sazova Parkı’nı 3 boyutlu olarak sanal tur yapma imkanı sağlayan internet sitesi de bulunuyor, lütfen tıklayın.
İlk Yerli Otomobil: Devrim Arabası
1961’de Eskişehir’deki Demiryolu Fabrikası’nda yapımına başlanan “Devrim”, kısıtlı imkanlara ve karşılaşılan tüm zorluklara rağmen 4,5 ayda tamamlanarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenine yetiştirilmiş. Eskişehir’den trenle Ankara’ya getirtirilirken benzini boşaltılmış. Tören sırasında benzin koymayı unuttukları için araba yalnızca 100 metre gidebilmiş. Bunun üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel “Batı kafasıyla araba yaptınız; ama Doğu kafasıyla benzin koymayı unuttunuz.” demiştir. Basında da ertesi gün arabanın 100 metre gidip bozulduğuna dair olumsuz haberler yer almıştır. Devrim arabasından yalnızca 4 adet üretilmiş; fakat yalnızca 1 tanesi günümüze kadar ulaşmıştır. Şuanda Türkiye Lökomotif ve Motor Sanayi AŞ’de (TÜLOMSAŞ) camlı garajda sergileniyor. Otomobilin dikkat çeken özelliklerinden birisi dikiz ve yan aynalarının olmaması… Bu dönemde polis arabası olarak da kullanılan Devrim, aynası olmadığı için polislere “Aynasızlar” denilmesine neden oluyor. Türkiye’nin ilk otomobilinin yanı sıra ilk buharlı lökomotifi (Karakurt) de Eskişehir’de üretilmiş.
Eskişehir’deki Alışveriş Merkezleri
Espark, Eskişehir’deki alışveriş anlamında en geniş marka yelpazesine sahip alışveriş merkezi konumunda. Bunun dışında Özdilek, Neoplus, Kanatlı, Park alışveriş merkezlerini de gezmekten arta kalan zamanlarınızda alışveriş için değerlendirebilirsiniz. 🙂
Gece Eğlencesi
Geceleri geç vakitlere kadar eğlenmeyi, alkollü içecekleri seviyorsanız hemen şehir merkezinde Adalar Bölgesi’nin yakınlarında bulunan Barlar Sokağı tam size göre demektir. Şehir merkezinde konaklayan ve gece eğlencesini sevmeyenler için ise Barlar Sokağı, gürültüden ve uykusuzluktan başka bir anlam ifade etmeyebilir.
Eskişehir’de Nerede Ne Yenir, Nereden Ne Satın Alınır?
Eskişehir’i yürüyerek gezerseniz Eskişehir’e özgü yiyecekler dışında ülkemizin pek çok ilinin mutfağından leziz lezzetler de karşılaşabilirsiniz. Bu bölümde sadece yöreye özgü yiyeceklerden bahsetsem de Eskişehir’e gitmişken sokaklara yayılan kokuları takip ederek tercihinizi farklı mutfaklardan yana da kullanabilirsiniz.:)
Eskişehir’e özgü yiyecekler içerisinde köftenin ızgara üzerinde ütülenerek pişirildiği, ekmek ve yoğurtla servis edildiği “Balaban Köfte” ve hamurun ay şeklinde katlanarak içine kıyma konularak yağda kızartılmasıyla yapılan “Çiğbörek” başı çekiyor. 🙂
- Balaban Köfte: Abdüsselam Balaban Köfte, Fahrettin Usta Tarihi Meşhur Balaban Köfte, İstasyon Lezzet Durağı
- Çiğbörek: Papağan Çiğbörek, Kırım Çibörekçisi,
- Hamburger: Espark Pino
- Köfte: Köfteci Ali
- Met Helva: Talkan Kurabiyesi
- Talkan Kurabiyesi: Talkan Kurabiyesi
- Haşhaşlı Cevizli Ekmek: Yüce Işıklar Unlu Mamuller
- Manda Kaymaklı Lokum: Talkan Kurabiyesi
Eskişehir Gezi Haritası
Eskişehir’de gezilip görülmesi gereken yerleri ve yemek için tercih edebileceğiniz mekanları haritada işaretledim.
Yorumlar
Irem
(28 Nisan 2017 - 17:24)Yine cok guzel bir yazi olmus:)
Erdinç
(10 Mayıs 2017 - 11:28)Gerçekten çok detaylı bir yazı olmuş. Tebrikler Ceyda. Eskişehir’e gitmeye karar verdiğimde google’da günlerce Eskişehir hakkında bilgi aramama gerek kalmayacak 😉