Arkadaşım Şahin’in pasaportunu kaybetmesinin ardından Romanya’ya gidemeyeceğimiz kesinleşince, Bulgaristan içinde yeni yerler arayışına başladık. Gözümüze ilk olarak, 1983’ten beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Rila Manastırı’nı kestirdik.
Rila Manastırı Nerede?
Doğu Ortodoks Manastırı olan Rila Manastırı, başkent Sofya’nın yaklaşık 120 kilometre güneyinde yer alıyor. Sofya – Selanik Karayoluna uzaklığı ise 30 kilometre. Manastır 1147 metre yükseklikte bulunuyor.
Rila Manastırı’na Nasıl Gidilir?
Ulaşım için en hızlı ve en kolay yol tabi ki özel araç. Ancak bu yöntem harici de ulaşım sağlanabilmekte. En ekonomik hali ise bizim gibi toplu taşıma ile manastıra gitmek.
Toplu taşıma için öncelikle araçların kalktığı otogara gitmeniz gerekiyor. Burası Ovcha Kupel Otogarı. Otogara ulaşmak için 5 numaralı tramwayı kullanabilirsiniz. Tek yön tramvay bileti 1.6 Leva.
Sezona göre otogardan ya minibüs ya da küçük otobüs kalkıyor. Yer garantisi yok o yüzden erken gitmekte fayda var (en azından 10 dakika). Araç saat 10’da hareket ediyor. Ücreti şoföre ödüyorsunuz. Araç ücreti tek yön 11 Leva. Yolculuk 2 – 2.5 saat sürüyor. Rila beldesinde yarım saat beklediğimiz için böyle bir saat aralığı verdim. Araç sizi manastırın girişinde bırakıyor. Dönüş saat 15’te. Bizim dönüşümüz 2 saat 10 dakika sürmüştü.
Manastıra ulaşım için bir diğer seçenek de turlar. Şehir merkezinden kalkan turlar günübirlik manastıra ulaşım sağlıyorlar. Ayrıca bu turlar uygun sezonda manastır bölgesindeki 7 adet göle ekstra tur düzenliyorlar. Vaktiniz varsa bu gölleri de görmenizi tavsiye ederim.
En uygun ücretli turlar https://www.rilashuttle.com/ sitesinde bulunuyor. Tur kullanacaksanız tabi ki siz de kendi araştırmanızı yapın 😊
Rila Manastırı Giriş Ücreti
Manastıra giriş ücreti bulunmuyor. Ancak müzeye girmek isterseniz 8 Leva, kuleye çıkmak isterseniz ise 5 Leva ödemeniz gerekiyor.
Rila Manastırı Hakkında
Bulgaristan’ın en önemli dini, kültürel ve tarihi eserlerinden biri olan manastır, 10. yüzyılda Rila’da yaşayan keşiş Aziz Ivan tarafından kurulmuş. Onun ölümünden sonra da kompleks haline çevrilmiş.
Osmanlının hakimiyeti sırasında manastırdaki dini faaliyetlere karışılmamış ve bu uzun dönemler devam etmiş. 19. yüzyıl başlarındaki yangında kompleks neredeyse yok olmuş, 1834-1862 yılları arasında yeniden inşa edilmiş.
Kompleksin avlusunda Kutsal Annenin Doğuşu Kilisesi (Nativity of the Holy Mother Church) bulunuyor. Kilisenin içinde fotoğraf çekmek yasak ancak dışındaki freskler zaten size yetiyor. Freskler o kadar etkileyici ki bir an olsun gözlerinizi almak istemiyorsunuz.
Kilisenin hemen yanında 1342 yılından kalma Hrelja Kulesi yükseliyor. Kuleye çıkıp manastırı izlemek yukarıda yazdığım gibi 5 Leva, ancak bizim zamanımızda kapalıydı.
Komplekste bir de Tarih Müzesi bulunuyor. Oldukça küçük olsa da, ilginç eserlere ev sahipliği yapıyor. 1961 yılında kurulan müzede resimler, el yazmaları, eski kitaplar, madeni paralar ve oyma simgeler gibi birçok eser sergileniyor. Fotoğraf çekmenin yasak olduğu müzenin en ilgi çekici eseri ise “Rafail Haçı”. Bu haç tahtadan oyularak yapılan bir eser. Adını keşiş Rafael’den haçta, 104 dini sahne oyularak anlatılmaya çalışılmış. Bu arada müzeye giriş ücreti 8 Leva. İlgisi olanlara tavsiye edilir. Şahin beğense de ben orta karar buldum 😊
Manastırın arka bölümüne geçtiğimizde bizi sonbahar esintileri karşıladı. Rüzgarla savrulan yapraklar film karesi gibiydi.
Rengarenk ağaçların manzarası ise görülmeye değerdi. Bir an kendimi Bolu Yedigöller’de hissettim diyebilirim.
Rila Manastırı Yemek
Manastırın arka bölümünde bir şeyler yiyebileceğiniz bir restoran, hediyelik eşya alabileceğiniz bir dükkan bulunuyor. Bazı işletmeler de yapım aşamasında idi. Biz restoranda ünlü Bulgar salatası şopskayı denedik.
Manastırın arka bölümünü de dolaştıktan sonra minibüsümüze binerek Sofya’ya döndük. Bir sonraki hedefimiz Veliko Tarnovo idi.
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel