Miami ve Orlando’dan sonra kalan 1 haftamızı değerlendirmek için kuzeye yöneldik. Kampanyadan faydalanıp Orlando’dan 1 haftalığına kiraladığımız arabamızla yola çıktık. İlk hedefimiz abimin eğitimini gördüğünü Chapel Hill’den son kez geçip eşyalarımızı toplamak.
Abimin arkadaşlarına ve şehre veda ettikten sonra başkente doğru yola çıktık. Washington DC(District of Columbia) Maryland ve Virginia eyaletlerinin arasında yer almakta. Kendi başına bir eyalet değil ve hiçbir eyaletin sınırları içerisinde yer almıyormuş(Vikipedi)
Çevremizde o kadar anıt, heykel, tarihi bina vardı ki ortaya birçok fotoğraf çıktı. Hangilerini buraya koysam bılemedim 🙂
Dünyanın en yüksek dikili taşı. 169 metre uzunluğunda. Ülkenin kurucusu George Washington anısına yaptırılmış. 1848 yılında yapımına başlanan anıtın resmi açılışı 1888 yılında yapılmış.
Anıtın bulunduğu bölgede savaşlar anısına birçok yapıt bulunmakta
Bu kadar güzel tasarlanmış yapıtlar bütününe hayran olmamak elde değil
Lincoln Anıtı 13,4 metre yüksekliğindeymiş ve 36 sütunu varmış.36 sayısı o dönemdeki eyalet sayısını temsil ediyormuş.
ABD’nin 16. başkanı (En iyi ABD başkanlarından biri kabul ediliyormuş). Suikast sonucu öldürüldüğünü ekleyeyim.
James A. Garfield, 20. ABD Başkanı – O da Abraham Lincoln gibi suikastle öldürülmüş.
Bu kadar çok tarihi yapıyı gezdikten sonra 7. kiralık arabamız Hyundai Sonata ile Chicago’ya doğru yola çıktık.
Yanlış hatırlamıyorsam molalarla beraber 13 saat sonra Chicago’dayız.
Ertesi sabah ilk işimiz Chicago’nun en yüksek gökdeleni Willis Tower ‘a gitmekti. Oraya yürürken bir gökdeleni temizleyen bu arkadaşlara rastladık. İşleri zor gerçekten.
Willis Tower(Sears Tower) gözüktü. Bu gökdelen Chicago’nun en yüksek, ABD’nin en yüksek 2. gökdeleni. 1974 yılında inşa edilen bina 24 yıl boyunca dünyanın en yüksek binası olarak kalmış. Bizim gittiğimiz tarihten sonra yapılan gökdelenleri de sayarsak dünyanın en yüksek 14. gökdeleni (kaynak).
Gelin beraber çıkalım :))
Biletimiz..Şu anki güncel fiyatı $19.50..sitesi için tıkla.
Gökdelenin yüksekliği 442 metre, antenini de hesaba katarsak 527 metreye ulaşıyor.
Toplam 110 kattan oluşuyor ve 85 metre uzunluğu ile dünyanın en uzun anteni Willis Tower’da bulunuyor(Hâlâ geçerli mi bilmiyorum). Binada toplam 16 bin 100 pencere varmış.
Bu gökdelenin bir özelliği de ziyarete açık olan katında dışarıya doğru böyle camdan çıkıntıların olması. Orada oturmak gerçekten farklı bir his. Her şey ayağınızın altında.
Böyle fotoğraflarınızı çekiyorlar. Sonra bir sürü paraya satıyorlar. Biz yasak olmasına rağmen çaktırmadan çektik :))
Gökdelen sonrası kalan vaktimizi şehir içinde geçirdik. Arkamda gördüğünüz yer Harpo Studios. Burayı önemli kılan ABD televizyon tarihinin en çok izlenen talk show programlarından birisi olan ve kendi adıyla anılan şovun sunucusu olan Opray Winfrey tarafından kurulmuş olması.
Çok tasvip etmesem de hayvanat bahçesini de gezdik
Lincoln Park Conservatory – Botanik Bahçesi’ni de gezdik. Her şeyden azar azar 🙂
San Francisco’da yendiğimiz Chicago Cubs beyzbol takımını bir de yerlerinde ziyaret edelim dedik 🙂
O sezon maçına gittiğimiz San Francisco Giants şampiyon olmuştu( Biz şans getirdik herhalde 🙂 )
San Francisco yazım için tıkla.
Son olarak ünlü bir yerde pizzamızı yiyip yola çıkma zamanı.
Pizza sonrası ağırlık çöktü herhalde 🙂 Bu yorgunlukla nasıl sürdüysem artık…
Bu iki şehir hakkında
- Washington yapıtları ve çevre düzenlemesiyle tam bir başkent
- Blog sayesinde ABD başkanlarını öğrendim
- Chicago aşırı pahalı bir şehir
- Ama gökdelenleri, parkları ve rıhtımıyla görülmesi gereken bir yer
- Şehirle alakası olmasa da Hyundai Sonata çok rahat bir araba 🙂
Bir sonraki paylaşım Amerika için son olacak