Malum kış geldi, çattı…Kimileri evlerinden dışarı adım atmamayı tercih ederken, kışı sevenlerin birçoğu kayak merkezlerine akın etmeye başladı. Sosyal medya hesapları kayak fotoğraflarını paylaşanlarla doldu, taştı. Kayak sevgisi bir yana dursun, kış mevsiminde gezilecek yer arayışında son zamanlarda popüler haline gelen bir yer var. İsmini tahmin etmek zor olmasa gerek, başlıkta yazıyor 🙂 Tabi bu şehrin popüler olmasında Doğu Ekspresi’nin rolü çok büyük. Onu da geçenlerde sitede yazmıştık (tıklayın).
Kars, Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğusunda Ermenistan ile sınırı bulunan bir ilimiz. Karasal iklime sahip ve kışları oldukça çetin geçmekte. Geçtiğimiz günlerde “Kars -28 dereceyi gördü” başlıklı haberlere denk geldim, gerisini siz düşünün 🙂 Ancak bu şehir en çok kışıyla seviliyor. Neden mi? Çünkü, Doğu Ekspresi Kars’ta sonlanıyor ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ani Harabeleri bu ilde yer alıyor. Tabi ki Kars’a 60 kilometre uzaklıkta bulunan Çıldır Gölü’nü es geçmemek gerekiyor. Donmuş göl üzerinde gezmek, kızak turu yapmak ve balık avlamak insanların bu bölgeye akın etmesini sağlıyor.
Kars’ta Konaklama
Beş ay içerisinde iki kez Kars’ta bulunan birisi olarak iki farklı yerde konakladım. Bunlardan birincisi Kars’ın en işlek caddelerinden Faik Bey Caddesi üzerinde bulunan Hotel Konak, diğeri ise tren istasyonuna yakın olması nedeniyle tercih ettiğimiz Hotel Kent Ani idi. İkisi de ekonomik olarak ucuz, temiz ve güzel kahvaltıya sahiplerdi. Konusu açılmışken internet üzerinden rezervasyon (Booking gibi) yapmak yerine telefonla oteli arayarak fiyat almanızı tavsiye ederim. İnternetten yapılan rezervasyonlara oteller komisyon ödedikleri için telefonla aramak daha ucuza gelebilir. Yer bulmak sezonda zor ama öğretmenevi seçeneği de her zaman aklınızda bulunsun.
Kars’ta Yemek
Yemek konusu, gezilerimde ikinci planda ancak Kars’a özel bu başlığı açtım. Çünkü Kars’ta şehre özel yemekleri tatma fırsatı buldum. Bunlardan ilki kaz eti. Ülkemizin en lezzetli kazlarının Kars’ta üretildiği söylenir. Bu benzersiz tadı yerinde denemek gerekir düşüncesiyle Kars Kaz Evi‘ni gittik ancak doluydu. Sezonda gidildiğinde rezervasyon yapılması gerektiğini o zaman anladık. Biz de tercihimizi yakın zamanda açılan Ayaz Restaurant‘tan yana kullandık. Fikrimi söylemem gerekirse kaz eti fena değil, ancak o kadar para vermeye değmez. Bizim yediğimiz tabak 70 tl idi, Kars Kaz Evi’nde ise pilav üstü kaz eti 40 tl imiş. Yorumları okudum neredeyse beğenen yok 🙂 Onun yerine hingel (hangel), Kesme Aşı ve Evelik çorbaları gibi diğer yöresel lezzetleri deneyebilirsiniz.
İkincisi ise Çıldır Gölü’nde çıkarılan sarı balık. Balık seven birisi değilim ama güzel balıktan da anlarım 🙂 Bu balığın şu anki porsiyonu 30 Tl fakat tadının o fiyata yakışır şekilde olduğunu söyleyemeyeceğim. Belki yediğimiz mekanda yapamamışlardır, bilemiyorum. Göl kenarındaki mekanın ismi Arpaçay Kütük Ev idi.
Kars’tan Hediyelik Ne Alınır?
Öyle ince ruhlu bir insan değilim. Hediye konusunda da pek bilgili sayılmam. Kars’tan ne alınır dendiğinde aklıma gelen tek şey Kars Kaşarı 🙂 Bu konuda da şehirde her adımda Kars Kaşarı satan üreticilere denk gelmeniz mümkün. Biz tercihimizi Halitpaşa ile Kazım Karabekir Caddeleri kesişiminde bulunan Taşkın Kars Bal ve Kaşarcılık‘tan yana kullandık. Bu tercihimizde taksici abimizin rolü büyüktür. Gerçekçi olmak gerekirse yerinde yenilen her zaman daha güzel oluyor.
Kars’ta Gezilecek Yerler
Daha önce belirttiğim gibi Kars’a beş ay içerisinde 2 kez gelme fırsatı buldum. Bunların ilkinde araba kiralayarak gezerken, ikincisinde taksi tuttuk. Ani Harabeleri ve Çıldır Gölü’nün şehir merkezine uzakta yer almasından dolayı böyle bir yol seçtik.
Ani Harabeleri: Kars’ın yaklaşık 45 kilometre doğusunda Ocaklı Köyü’nde yer alan Ani Harabeleri, tam bir tarih kenti. Yüzyıllar boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan kentin temelleri bronz çağına dayansa da, altın çağını 10 .yüzyılda Pakraduni Hanedanlığı’na başkentlik yaptığı dönemde geçirmiştir. Tarihi İpek Yolu güzergahında yer almasından dolayı da her zaman büyük öneme sahip olmuştur.
Ermenistan sınırında Arpaçay kıyısı boyunca konumlanan, 1001 kilise şehri veya 40 kapılı şehir diye adlandırılan Ani’de, kiliselerin yanı sıra Türklerin Anadolu’da yaptığı ilk cami Ebu’l Menuçehr Cami ve Anadolu’nun ilk Zerdüşt ateşgedesi yer almakta.
Adını Urartular’ın yer tanrıçası An’dan aldığı rivayet edilen bu tarihi kent, uzun uğraşlar sonucu 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne alındı.
Her mevsim ayrı güzellikte olan, tarihi ile ziyaretçilerini büyüleyen antik kente Kars Valiliği de kayıtsız kalmamış, turistlerin daha rahat ulaşımı için yaz aylarında günde 2 sefer, kış aylarında ise günde 1 sefer olmak üzere servisler koymuş. Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı önünden kalkan servisler tarihi kentte yaklaşık 1.5 saat gezmenize olanak sağlıyor. Valilik kaynaklarından bulabildiğim son sefer tablosunu alta bırakıyorum.
Çıldır Gölü: Kars’a gidenlerin ikinci uğrak yeri, kış mevsiminin gözdesi bir göl. Türkiye’nin donan tek gölü olarak haberlere konu olan Çıldır Gölü, üzerinde gezilebilmesi, atlı kızak turu yapılabilmesi ve buz kütlesini kırarak balık avlanabilmesi ile ün yapmış durumda.
Kars’ın yaklaşık 60 kilometre kuzeyinde yer alan gölün bir bölümü de Ardahan iline bağlı. Birbirinden güzel fotoğraf kareleri yakalayabileceğiniz gölde atlı kızak turu 10 TL (15 TL olmuş 🙂 ), motorla gezinti 20 TL (Mart 2018 fiyatları ile). Eğer kendiniz balık tutmak isterseniz de göl kenarında yer alan balıkçılara daha önce haber vererek, bir ücret karşılığı bu zevki tadabiliyorsunuz (Günay’ın Yeri, Atalay’ın Yeri diye aratabilirsiniz).
Kars’a ikinci gelişimde donmuş halini görmüş ve üzerinde yürümüş biri olarak tavsiyem odur ki; kesinlikle gidin görün 🙂 Söylemeden geçemeyeceğim, benim gittiğim dönemde (Mart ayı) gölde çözülmeler başlamıştı, bu yüzden de kızaklara izin verilmiyordu. Hatta aramızda kalsın; gölün kenarında yaklaşık dizlerime kadar suya düşmüşlüğüm de vardır 🙂 Bizim gölü ziyaretimizin hemen dakikalar sonrasında valiliğin göle çıkışı yasakladığını öğrendim. Yani göle 2018 kışında en son ayak basanlardan biriyim 🙂
Bu arada geçtiğimiz yıllarda toplu taşımanın olmadığı göle 2017 yılında belediye tarafından ücretsiz servisler başlatılmış. Ancak sanırım yeni uygulamaya göre saat 10’da kalkan servislerden 20 tl ücret alınıyor ve servisler sizi Kütük Ev‘e götürüyor. Belediye binası önünden kalkan servisler 15.30’da gölden hareket ediyor.
Bu saydığım iki yerin dışında şehir merkezinde birbirine yakın konumda birkaç gezilecek yerler bulunmakta. Biraz da onlardan bahsedeyim.
Kars Kalesi: Tarihi Urartular dönemine kadar giden kalenin yeniden inşası Selçuklular dönemine dayanıyor. M.S. 1153 yılında Selçuklulara bağlı Saltuklu Sultanı Melik İzzeddin’in emri ile Veziri Firuz Akay tarafından yaptırılan kale, Timur tarafından yerle bir edilince 1579 yılında tekrar inşa edilmiş.
Kaleye giriş ücreti bulunmuyor, 08.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Arka yolu kullanırsanız kaleye araçla çıkabiliyorsunuz. Çok da yüksek olmayan bir tepeden Kars manzarasını izleyebileceğiniz kalede, 12. yüzyıldan kalma Celal Baba Türbesi, bir cami ve bir de kafe bulunmakta.
Hotel Katerina Sarayı: Kars Çayı kenarında inşa edilmiş saray, 1800’lü yılların ilk çeyreğinde Rus Çarı II. Nikola tarafından eşi Katerina’nın konaklaması için yaptırılmış. Şu an otel olarak kullanılıyor. Mimariye merakı olanlar için tavsiye edilir. Biz fotoğraf çekimi için gittiğimizde kimse bir şey dememişti, ancak konaklamayanlar fotoğraf çekemez diye uyarı alanlar olmuş!
Beylerbeyi Sarayı: Kalenin eteklerinde 1579 yılında Lala Mustafa Paşa tarafından inşa edilen saray, şu an harabe halde. Restorasyon çalışmaları devam eden sarayı butik otel olarak turizme kazandırma çalışmaları devam ediyor.
Taş Köprü: Kars Çayı üzerine kurulmuş olan köprü 1579 yılında III. Mahmut döneminde yaptırılmış. Köprü yapılırken tamamı düzgün kesme bazalt taşı kullanılmış.
Mazlumoğlu Hamamı: Taş Köprü’nün hemen yanında yer alan hamam 18. yüzyıl yapılarından. Dere kenarına konumlanmış, Beylerbeyi Sarayı gibi restorasyon çalışmaları devam etmekte.
Kümbet Cami (12 Havariler Kilisesi): Kars’ın şehir merkezinde gezilecek yerlerin birçoğu kale çevresinde toplanmış. Bagratlı Krallığı döneminde Kral Abbas tarafından MS 932-937 yılları arasında kilise olarak yaptırılan eser, tarih boyunca kilise – cami – müze gibi çeşitli amaçlarda kullanılmış. En çok 1993 yılında cami olarak kullanılmaya başlanan yapı, şehirde görülebilecek en güzel eserlerden.
Evliya Cami: Yine 1579 yılında Kars’a kazandırılmış bir yapı. Kümbet Cami’nin hemen yanında yer alan yapı da kaleden çok rahat bir şekilde seçilebiliyor.
Fethiye Cami: Hazır camilerden bahsediyoruz, son bahsedeceğim cami eski bir Rus kilisesi aslında. 19. yüzyılın başlarında Rus işgali döneminde yaptırılan yapı, Kars’ın kurtuluşundan sonra cami olarak kullanılmaya başlanmış. Eski Rus mimarisini çok güzel görebileceğiniz bir eser. Caminin hemen yan tarafında eski Türk hükümdarlarının heykellerini görmeyi ihmal etmeyin.
Hotel Cheltikov (Eski Hekim Evi): Eski bir Rus yapısı daha. 19. yüzyılın sonlarına doğru Kars’a yerleşen Rus Cheltikov ailesinin konak olarak kullandığı yapı en son hekim evi olarak hizmet vermiş. 2011 yılında ise otel olarak kullanılmaya başlanmış. Mimariye merakı olanlar için görülmesi gereken bir yer.
Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı: Osmanlı – Rus Savaşında (93 Harbi) Ordu Komutanı Gazi Ahmet Muhtar Paşa tarafından bir süre Karargah Binası olarak kullanılan konak, 19. yüzyılın ilk çeyreğine ait yapılardan. Günümüzde restore edilen konağın üst katı Hatıra Evi olarak ziyarete açılmıştır.
Eski Vali Konağı: Kars Antlaşması’nın imzalandığı bina ve çevresindeki yapılar kesinlikle görülmeye değer. Birçoğu Rus işgalinden kalma yapılar sizi farklı bir yerdeymiş gibi hissettirecek.
Kars Müzesi: Şehrin Ardahan yolu tarafında kalan müze 1981 yılında hizmete açılmış. Arkeolojik, etnografik ve taş eserlerin sergilendiği müzede bizim en çok ilgimizi çeken 2017 Nisan ayında ortaya çıkarılan ve 1894’te ölen Rus General Karl Karloviç Rjepetski‘ye ait olduğu bildirilen mezarın bu müzede oluşuydu. Kilitli kapılar ardında olmasından dolayı göremesek de görevli bize fotoğraflarını gösterip konu hakkında bilgi vermişti 🙂 Bu arada giriş ücretsiz.
Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi: Kars’a ikinci gelişimin donmuş Çıldır Gölü’nden sonra bana en büyük armağanı. Varlığından haberdar dahi olmadığım bu müze, 2017 yılının sonlarına doğru açılmış. Taksici abimizin sayesinde geldiğimiz müze, Osmanlı-Rus Savaşı’nda bir tabur askerin şehit olması nedeniyle “kanlı tabya” diye adlandırılan tabyanın restore edilmesiyle açılmış. Tarihte yolculuk yapmak için çok güzel bir fırsat. Kesinlikle öneriyorum. Gitmişken Kazım Karabekir’in yolculuğunda kullandığı tren vagonunu da ziyaret etmeyi unutmayın.
Son olarak Kars’ın ilçesi Sarıkamış‘tan bahsetmek istiyorum. Zamanı güzel kullanarak taksici abimize bu ilçeye de gitmek istediğimizi söyleyince, biraz şaşırsa da muradımıza erdik 🙂 İlçede görülecek pek bir yapı yok. En ünlüsü Katerina Köşkü. Dönemin Rus Çarı II. Nikola tarafından yaptırılan ve Katerina Köşkü olarak anılan tarihi Av Köşkü, dışı ihtişamli olsa da içi kaderine terk edilmiş durumda. Ancak son haberlere göre Çar’ın hasta oğlu Aleksi için rehabilitasyon merkezi ve aynı zamanda av köşkü olarak kullanılan yapı butik otel yapılarak turizme kazandırılacakmış. Binanın hemen karşısında ise 90 bin askerimizin şehit olduğu Allahuekber Dağları bulunuyor.
Sarıkamış, kayak turizmi açısından önemli bir merkez. Erzurum’daki Palandöken’e göre ucuz olması da tercih edilme sebeplerinden. Fiyatları aşağıya bırakıyorum.
Turizm açısından büyük bir potansiyele sahip Kars’ta bu konuda bir farkındalık mevcut. Şehirdeki restorasyonlar tamamlanınca çok daha fazla turist ağırlayacağını tahmin ediyorum. Şehre gelmek için çok fazla düşünmeyin, gelin görün 🙂 Haritayı da koydum, işinize yarar umarım 🙂
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel
Yorumlar
Ceyda
(3 Şubat 2019 - 12:51)Çıldır Gölü’nden çıkarılan sarı balığı yerken dikkatli olunmalı. Özellikle de balık yemeyi sevmeyenler veya beceremeyenler için balık kılçıkları rahatsız edici olabilir. Ben yerken diş etime saplandı da… Onun dışında mutlaka gezilip görülesi bir yer, hangi mevsimde giderseniz gidin pişman olmazsınız 😀 Yazarın eline sağlık…
Erdinç Karakullukçu
(14 Şubat 2019 - 08:44)Ben de şu kaz etini merak ettim. 70 lira edecek kadar ne özelliği varmış acaba?