Ordu, Doğu ve Orta Karadeniz arasında yer alan güzide bir ilimiz. Tarihi M.Ö. 7. yüzyıla dayanan şehir, batıda Samsun, doğuda Giresun, güneyde ise Sivas ve Tokat illeri ile çevrili. Otuz büyükşehirden biri olan Ordu’nun 19 tane ilçesi bulunmakta.
Yıllardır bu şehre gidip gelsem de, adam akıllı gezme fırsatı bulamamıştım. Ordulu olan arkadaşım Yusuf’un eşliğinde bir hafta sonu Ordu’yu köşe bucak gezmeye çalıştık 😊
Ordu Gezilecek Yerler
1- Ulugöl: Ordu’nun doğa harikası ile başlayalım. Her ne kadar zamanlama olarak baharda ya da kış vaktinde yakalamamış olsam da, muhteşem güzelliğe sahip bir göl burası. Ordu’ya uzaklığı yaklaşık 70, bağlı olduğu Gölköy ilçesine ise 20 kilometre. Ordu – Gölköy arasındaki yol yapım çalışmalarını saymazsak yolu güzel diyebilirim.
Gölün çevresini turlayabilmeniz için parkur oluşturulmuş. Yarısını dolaşıp dönmeniz tavsiyemdir. Çünkü yükseltide kalan kısımdan gölü göremiyorsunuz, ayrıca yol çamurlu olabiliyor.
Gölün hemen güneyinde bir başka göl yer alıyor. İsmi Çepekli Göl. İlk gördüğümde Bolu’daki Yedigöller Milli Parkı’nda yer alan İncegöl’e benzettim. Tabiat parkına gelmişken bu güzelliği de atlamayın.
Bu arada tabiat parkına giriş ücreti 5 TL. Konaklamak için ahşap evler, yeme – içme için bir kafe bulunmakta. Ben kullanmasam da okuduğum yorumlarda tuvaletlerin kötülüğünden, bir de aktif zamanlarda oturacak yerin olmadığından bahsedilmiş. Gidecek kişilerin bunlara dikkat etmesini öneririm. Ama Ordu’ya yolu düşenler kesin gitsin 😊
2- Perşembe Yaylası: Ordu’nun en ünlü yaylası. Bu üne ulaşmasında yayladaki mendereslerin rolü çok büyük. Manzara insanı büyülüyor. Bu güzelliği rahatça izleyebilmek bir tepe bulunuyor.
Bunun yanı sıra yayladaki binalaşma oldukça göze batıyor. Gözünüzü o tarafa kapatıp, asıl güzelliklere açmanız gerekiyor.
3- Çiseli Şelalesi: Yaylaya 5 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Ordu adına gördüğümüz ilk şelale. Beklentimiz olmadığı halde oldukça güzel bir manzara ile karşılaştık. Fotoğraftan belli olmasa da, çok yüksek bir debiye sahip. Çevresi de oldukça güzel.
4- Boztepe: Ordu’yu tepeden seyretmek istiyorsanız adres şüphesiz Boztepe olmalı. Denizden yaklaşık 500 metre yükseklikteki tepeye araçla ya da teleferikle çıkmak mümkün. Teleferik istasyonu sahilde yer alıyor. Fiyatı tek yön için 8, gidiş – dönüş için 15 TL.
Yamaç paraşütünün de yapıldığı Boztepe’de kafe ve restoranlar da yer almakta. Aynı isimde Trabzon’da da bir Boztepe olduğunu bu vesileyle hatırlatayım. Bir Trabzonlu olarak objektif olmak gerekirse Ordu’nun Boztepe’si çok daha güzel manzaraya sahip 😊
5- Çiseli Karaoluk Şelalesi: Ordu adına en çok merak ettiğim ve beni en çok hayal kırıklığına uğratan şelale. Öyle ki, doğru yere gelip gelmediğimi netten teyit ettim 😊 Tabi ki bu duruma bir gün önce yağan yağmur sebep olmuştu. Elbet bir kez daha giderim. Bu sefer yüzmek için…
Şelale merkeze yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta. Yolları virajlı. Şelalenin hemen yanı başında küçük bir restoran bulunmakta.
6- Yason Burnu: Şehrin batısında, Perşembe ilçesine 15 kilometre uzaklıkta yer alan yarımada, aynı isimli fenere ve 1869 yılında onarılan kiliseye ev sahipliği yapıyor.
Cittaslow (Sakin Şehir) ünvanına sahip Perşembe’ye yolu düşenlerin kesinlikle uğraması gereken yerlerden olan Yason Burnu’nda gün batımı ve doğumunu da izleyebilirsiniz.
7- Uzundere Şelalesi: Aybastı ilçesine 20 kilometrede yer alan Uzundere Şelalesi, benim en çok beğendiğim şelaleler arasında yerini aldı. Yüksekliği 105 metreyi bulan şelale, katmanlar halinde dökülürken görsel bir şölen sunmakta. Yolunun son 1 kilometresi oldukça kötü. Ancak bu güzelliği görmek için katlanılır.
8- Ohtamış Şelalesi: Ulubey ilçesine 20 kilometre uzaklıkta yer alan şelale, 30 metre yüksekten oldukça dik şekilde dökülmekte. Özel araç son 500 metreye kadar gidebiliyorsunuz. Sağınızda kalan evi görünce aracı park edip geri kalan yolu yürümeniz gerekiyor. Suyu takip ederseniz solunuzda kalan patika yolu kaçırmazsınız. Patikanın sonunda ise çok güzel bir manzara sizleri bekliyor olacak 😊
9- Kadıncık Şelalesi: Ulubey ilçesi Kadıncık Mahallesi’nde yer alan şelale, 10 metre yükseklikten dökülmekte. Ordu adına gördüğümüz son şelale olması sebebiyle beklentilerimizin altında kaldı diyebilirim. Ama benim için şelale şelaledir 😊 Bu arada şehir merkezine uzaklık yaklaşık 25 kilometre.
10- Etnografya Müzesi: On dokuzuncu yüzyılın sonunda Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılan konak, günümüzde müze olarak kullanılıyor. Ordu’nun tarihine ışık tutan eserlere sahip müze, ücretsiz olarak hizmet vermekte.
11- Düz Mahalle Kilisesi: Karadeniz Tiyatrosu olarak aktif hizmet veren kilise, 19. yüzyıl eseri. Rumlar tarafından yaptırılan ibadethane, kesme taştan dikdörtgen planda dizayn edilmiş.
12- Taşbaşı Kilisesi – Mahallesi: Ortodoks Hıristiyanlar tarafından 19. yüzyılın ortalarında yaptırılan kilise adını taşıyan mahallede yer alıyor. Günümüzde restore halde, müze olarak kullanılması planlanmakta.
Mahalle ise eski Ordu evlerine sahip. Restorasyon ile çok güzel görünüme sahip olmuş.
13- Aziziye (Yalı) Cami: Osman Paşa Şadırvanı’nın çaprazında yer alan cami 1890 yılına tarihleniyor. Caminin alt katı Ordu Belediyesi tarafından çay olacağı olarak işletiliyor.
14- Osman Paşa Şadırvanı: Ülkemizdeki sütunları en yüksek olan şadırvan ünvanına sahip olan eser, aslen Ordulu olan Trabzon Valisi Osman Paşa tarafından yaptırılmış. İlk yapım tarihi 1842 olmasına rağmen 1937 yılında yıktırılınca, 1997 yılında aslına uygun olarak tekrar inşa edilmiş.
15- Atik İbrahim Paşa Cami: Halk arasında “Orta Cami” olarak bilinen yapı, 1770 yılında Atik İbrahim Paşa tarafından ilk önce kütük cami olarak inşa edilmiş. Tahribat nedeniyle 1802 yılında tekrar inşa edilen cami dikdörtgen şekilli, iki şerefeye sahip.
16- Yeni Fidangör Caddesi: Burası Ordu’nun en işlek caddesi. Asıl adı İsmetpaşa Caddesi. Araç trafiğine kapalı olan caddede sağlı sollu alışveriş merkezi ve kafeler bulunmakta.
17- Ters Ev: İlk olarak Antalya’da başlayan “ters ev” akımının Ordu şubesi teleferik istasyonunun hemen yakınında yer alıyor. Orduspor’un renkleri olan beyaz ve mora boyanan ev, farklı bir aktivite arayanlar için ideal. Giriş ücreti 10 TL.
18- Ordu Sahil: Bir Trabzonlu olarak Ordu’nun sahiline hep imrenmişimdir. Şehrin merkezinde uzun bir sahil şeridi var ve insanların buraya ulaşması oldukça kolay. Civil Deresi ile Melet Irmağı arasındaki sahil şeridinde oldukça güzel kafeler bulunuyor.
19- Ulu Cami: Aslında eski bir cami değil. Fakat mimari açıdan Selimiye Cami’ne benzerliği ve Ordu’nun en büyük camisi olması sebebiyle ziyaret edilebilir.
20- Bozukkale (Kotyora): Ordu’nun ilk kuruluş yeri olarak bilinmekte. Kotyora, Kot Türklerinin yurdu anlamına geliyor. Deniz kenarında yer alan Bozukkale, 11. yüzyılda Bizanslılar tarafından yapılan bir gözetleme kulesiymiş. Ordu merkezine yaklaşık 3.5 kilometre uzaklıktaki bölge, güzel manzaralara sahip.
21- Hoynat Adası: Sahil yolunu kullanarak ulaşılan ada, Hoynat Tüneli’nin hemen yanında bulunuyor. Karabatak ve martı gibi kuşların yaşam alanı olan adaya insanların çıkmasına izin verilmiyor. Hoynat Sahili, yerel halk tarafından yüzmek için tercih edilen sahillerden.
22- Çaka Plajı: Burası Ordu’nun en ünlü plajlarından biri. Beyaz Kum Plajı adıyla ile de anılan Çaka Plajı, Perşembe ilçesine 10 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Plajda birçok tesis mevcut.
23- Bolaman Kalesi: İlginç mimarisiyle dikkat çeken kale Fatsa ilçesinin Bolaman beldesinde yer alıyor. Yapıyı ilginç kılan ise kalenin üzerine 18. yüzyılda ahşap konak yapılması. Gözetleme ve karakol görevi için inşa edilen kale, deniz kenarında yer alıyor.
24- Gaga Gölü: Fatsa – Camaş yolunun 9. Kilometresinde yer alan göl, heyelan sonucunda oluşmuş. Ulaşım oldukça kolay. Göl, karayolunun kenarında yer alıyor. Gölün yanında Lady Gaga Gölü Cafe adında da bir kafe bulunuyor 😊 Ayrıca gölün yakınlarında bir Alman Köprüsü bulunmakta. Vakti olanların görmesi tavsiyemdir.
25- Gelin Kayası: Camaş ilçesine hakim bir tepede bulunan kaya efsanelere konu olmuş. Bir babanın bedduasını alanların taşa dönüştüğü rivayet edilmekte. Manzara haricinde pek bir esprisi yok.
26- Camaş Kanyonu: Camaş ilçesine yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta bulunan kanyon benim çok ilgimi çekmedi. Yolları iyi değil, sadece bir tesis bulunmakta. Vakti olup suda serinlemek isteyenlerin gitmesi tavsiyemdir.
27- Küpkaya Kanyonu: Kanyonlar konusunda Ordu beni tatmin etmedi. Ulubey ilçesi sınırlarında yer alan kanyon 2 kilometre uzunluğa sahip. Kanyon fazla bir şey vaat etmese de, yanında kurulan tesis yemek konusunda oldukça güzel yorumlar almış.
Ordu’da Yemek
Koçkaya Izgara: Perşembe Yaylası’nda birçok restoran bulunmakta. Biz tercihimizi Koçkaya Izgara’dan yana kullandık. Pek tatmin olduğumuzu söyleyemeyeceğim. Etten çok kemikle karşılaşmış olabiliriz 😊
Tombiş Bey: Ulugöl dönüşü kuzenimin tavsiyesiyle gittiğimiz restoran akarsuyun üzerine kurulmuş. Hoş bir mekan, yemekler ortalama lezzette. Biz kiremitte köfte ve alabalık buğulama denemiştik. Yöresel lezzetler ikram olarak sunuluyor.
Denizciler Dondurma: Taşbaşı’na doğru giderken bir yandan da atıştırmak isteyenler için öneriyorum burayı. Dondurması oldukça güzeldi, fiyatlar ortalama seviyede.
Ordu Tostu: Ordu tostu, şehrin meşhur lezzetlerinden biri. Farklı yapım tekniği ve baharatları sayesinde diğer tostlardan hemen ayrılıyor. Bu tostta kullanılan sucuk ezilmiş bir şekilde tosta sürülüyor. Oldukça büyük ekmeklere yapılan ve doyurucu olan sucuğun yanında ise Ordu’ya has Ufuk Gazozu tercih ediliyor.
Ordu Tostu – Ufuk Gazozu
Bu arada Çambaşı Yaylası içimde kaldı. Ayrıca Ünye ilçesinde de gezilecek birkaç yer mevcut. Onları da en kısa zamanda gezmeyi planlıyorum 😊
Düzenleme (Aralık 2020): Çok merak ettiğim Çambaşı Yaylası‘nı sonunda gezebildim. Burası Perşembe Yaylası gibi popüler yaylalardan. Ordu’ya uzaklığı 57 kilometre. Yolu bozuk ancak iyileştirme çalışmaları devam ediyor.
Yaylada birçok işletme bulunuyor. Burayı küçük bir kasaba gibi hayal edebilirsiniz. Kasap, fırın, market, otel, lokanta gibi ihtiyacınız olan her şey mevcut. Tabi ki fiyatlar normale göre biraz fazla. Yaylaya gelmeden hemen önce Çambaşı Kayak Merkezi de kış sporu sevenler için güzel bir tercih.
Dönüş yolunda Kaleboynu Obası’nı kullanarak Gerce Şelalesi‘ne (Beyalan Çiseli Şelalesi) ulaşmaya çalıştık. Bir gün önce yağan yağmur yolu iyice çamur yapmıştı 2 kilometre kala geri döndük. Elimizde sadece güzel doğa fotoğrafı kaldı.
Bu yolu kullanırken haritama bir yer daha işaretlemiştim: Ablak taşı. Uçsuz bucaksız bir manzaraya sahip. Eğer şelaleye gidecekseniz bu manzarayı da görmenizi tavsiye ederim.
Ünye yazısını da hazırlıyorum. Bitince linkini buraya bırakacağım. Düzenleme: Link işte burada: tıklayın
Gezi sırasında bana eşlik eden arkadaşım Yusuf’a ve evinde beni misafir eden kuzenim Hakan’a bu vesileyle tekrar teşekkür ederim.
Geziden çoook önce hazırlamış olduğum haritayı da buraya bırakayım…
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel