Komşunun Liman Şehri: Burgaz

Bulgaristan topraklarındaki son günümüz. Dolu dolu geçen bir haftanın ardından en son durağımız Varna’dan ayrılarak Burgaz’a hareket vakti. Saat 10’da bindiğimiz minibüs yaklaşık 2 saat sonra Burgaz Otogarında idi.

Burgaz Hakkında

Burgaz, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısındaki turizm şehri. Ülkemize de sınırı olan Burgaz, kolay ulaşılabilirliği ve turizm potansiyeli sebebiyle vatandaşlarımız tarafından sıkça tercih edilen bir şehir.

Şehir aynı zamanda ülkenin en büyük liman kenti. Bu haliyle liman şehir ve ülke ekonomisine büyük gelir sağlamakta.

Burgaz Limanı

Burgaz Gezilecek Yerler

Öncelikle şunu söyleyeyim, şehir oldukça küçük. Gezilecek yerlerin büyük çoğunluğuna yürüyerek gidebilmektesiniz. Turizm şehri ve tatil yöresi olmasından dolayı zamanında gelmek önem taşıyor.

Deniz Bahçesi (Sea Garden): Burgaz’ın en popüler yerlerinden biri, hatta ilk sırada diyebilirim. Sahil kenarına kurulmuş park oldukça geniş bir alana sahip.

Deniz Bahçesi

Sadece şehrin değil ülkenin en güzel parklarından biri olan Sea Garden’ın tasarımına 1910 yılında başlanmış.  Çeşitli ülkelerden getirilen bitkiler ve çiçekler ile harika bir atmosfer ortaya konmuş. Ancak biz güzel zamanlarını göremedik maalesef 😊

Pantheon

Parkın içinde birçok anıt, heykel, kafe, restoran bulunuyor. Ayrıca kilise, lunapark, kültür merkezi, yüzme havuzu, açık hava tiyatrosu gibi yapılar da mevcut.

Deniz Bahçesi – Pushkin Anıtı

Parkın sonunda kum heykellerinin bulunduğu bir alan bulunuyor. Tabi ki biz zamanında gelmediğimiz için göremedik.  Çeşitli ülkelerden gelen kum heykeli ustalarının katılımıyla yaz aylarında bu bölgede festival düzenleniyor.

Deniz Bahçesi

Deniz Bahçesi ile aynı isimde ve biraz daha büyüğü Varna’da bulunuyor.

Deniz Bahçesi

Burgaz Köprüsü: Burgaz’ın simgelerinden biri. Deniz içine doğru 300 metre ilerleyen köprü, 1936 yılında inşa edilmiş. 1980’li yıllarda büyük bir restorasyon görmüş. Köprü üzerinde yürüyüp, yerel halkın dediği gibi romantik anlar yaşayabilirsiniz. Normal halini görüp fotoğraf çekmedim, sonra sisler altındaki fotoğrafı elimde kaldı 😅

Burgaz Köprüsü

Aleksandrovska Caddesi (Largo): Şehrin İstiklal Caddesi burası. Sadece yaya trafiğine açık olan cadde her vakit kalabalık. Birçok kafe, restoran ve alışveriş merkezi bulabileceğiniz caddenin ortalarında bir pusula yer alıyor. Pusulanın bulunduğu yer şehrin sıfır noktası olarak anılıyor.

Aleksandrovska Caddesi (Largo)

Caddenin üzerinde bir de saat bulunuyor. Largo ile Bogoridi Caddeleri kesişiminde bulunan saat, yerli halk için buluşma noktası olarak kullanılmakta.

Saat

Arch of St. Nikolay the Miracleworker: Aleksandrovska caddesinin yan tarafındaki caddede yer alan tak, Burgaz’ın koruyucu azizi Nikolay’a adanmış. Arkın altından geçerseniz, hastalıklarınızdan iyileşeceğiniz ve azizin verdiği yeni enerji ve güçle yeniden şarj olacağınıza inanılmaktaymış.

Arch of St. Nikolay the Miracleworker

Troika Meydanı: Caddenin ortalarında Troika Meydanı bulunuyor. Meydanda Alyoşa denilen, 1953’de inşa edilmiş Sovyet Askeri anıtı yer alıyor. Burası şehirdeki birçok konser, gösteri ve etkinliklerin düzenlendiği alan olarak kullanılıyor.

Troika Meydanı

Devlet Opera Binası: Burgaz kendi opera ve bale tiyatrosuna sahip birkaç ilden biri. Vaktiniz ve sanata ilginiz varsa değerlendirebilirsiniz.

Opera Binası

St. Kiril and Methodius Church: Şehrin sembollerinden kabul edilen kilise, 1907 yılında inşa edilmiş.  Aziz kardeşler olan Kiril ve Metodius’un adının verildiği yapı güzel bir iç ve dış mimariye sahip. Bu arada St. Bogoroditsa Kilisesi’nin de iç mimarisi görülmeye değer.

St. Kiril and Methodius Church

Burgaz şehir merkezinde birbirine yürüme mesafesinde 4 adet müze bulunuyor. Bu müzeler Bölgesel Tarih Müzeleri olarak geçmekte. Bir müzeye giriş 5 Leva. İkili bilet 6, üçlü bilet 8 ve dörtlü bilet 10 Leva ücretli. Ayın son Salı günü müzelere giriş ücretsiz.

St. Kiril and Methodius Church

Arkeoloji Müzesi: Antik Trakya, Karadeniz kıyısındaki Yunan kolonileri ve Roma İmparatorluğu’na ait arkeolojik buluntuların sergilendiği müzede, denizcilik tarihini yansıtan objeler, çömlekler, altından yapılmış eserler bulunuyor. M.Ö. 5. yüzyıla ait Bulgaristan’da bulunan en eski heykel bu müzede yer alıyor.

Arkeoloji Müzesi

Tarih Müzesi: Yaklaşık bir asır önce kurulan müzede, Burgaz tarihine ait fotoğraflar, belgeler, el yazmaları, ikonalar gibi eserler bulunmakta. Osmanlı dönemine ait silahlar ve paralar da sergileniyor.

Tarih Müzesi

Etnografya Müzesi: Aziz Kiril ve Metodius Kilisesi’nin karşısında bulunan müze, 1873 yılında inşa edilmiş bir binada hizmet veriyor. Eski Burgaz’ın kent kültürünü yaşatan müzede, geleneksel kıyafet koleksiyonu ve eşyalar sergileniyor. Müzenin dışındaki yapılar oldukça ilgimizi çekti.

Etnografya Müzesi

Doğal Tarih Müzesi: Bu müzede Güneydoğu Bulgaristan’ın jeo-tarihsel gelişimi ve çağdaş doğal çeşitliliği sergilenmekte. Bitki örtüsü ve kuş faunasına özel odaklanan müzede bölgenin doğal zenginliği ve çeşitliliği hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Biz girmedik 😅

Doğal Tarih Müzesi

Burgaz Otogarı: Güney Otogarı diye de geçiyor. Tren istasyonunun hemen yanında. Binası güzel bir mimariye sahip. Temiz, küçük bir otogar. Dönüş yolculuğumuzu bu otogardan yaptık. Metro çalışanı sağ olsun sırt çantalarımızı biz şehri gezerken muhafaza etti.

Otobüs Garı

Tren istasyonunun fotoğrafını da buraya koyayım. Öksüz kalmasın 😅

Tren İstasyonu

Şehirde gitmediğimiz bazı yerler de bulunuyordu.

Havacılık Müzesi: Burgaz Havalimanı’nın hemen yanında yer alıyor. Çeşit çeşit uçakların bulunduğu küçük bir açık hava müzesi. Müzeye 15 nolu otobüsü kullanarak gidebilirsiniz.

St. Anastasia Adası: Sanılanın aksine Karadeniz’de onlarca ada mevcut. Bunlardan biri de Burgaz’daki St. Anastasia adası. Adada manastır, müze, restoran ve otel  bulunuyor.

Bunların haricinde tarihi liman kenti Nessebar’a, yaz döneminde giderseniz de ülkenin en önemli plajlarından olan Sunny Beach’e uğramanızı tavsiye ederim.

İlginç ve güzel anılar biriktirdiğimiz 8 günün ardından artık ülkemize dönüş vakti. Bulgaristan yazılarım için tıklayın.

Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel

Bir Yorum Yazın

Yazar: Serdar

Küçüklüğümden beri babam sayesinde ekonomik tatiller yaptık. Büyüdükçe babamın izinden gitmeye çalışıyorum :) Bugüne kadar kendime göre çok yer gezdim ancak bunları bloga yazma fikri arkadaşların ısrarı sonucu oluştu. Gezmek güzel şey, hayat gezince güzel :)