Maçahel’in İncisi: Maral Şelalesi

BİTMEK BİLMEYEN GEZİ YAPMIŞIZ 😉

İki günlük Artvin gezimizin ilk gününde “Kenan Emice’nun Çayluğu”, “Hacı Mehmet Şelalesi”, “Mençuna Şelalesi” ve “Deliklikaya Şelalesi”ni gördükten sonra (gördüğünüz gibi sulu selli yerlerin hiçbirini boş geçmiyoruz 😇 Çünkü şelalelerin hastasıyız) akşam konaklamak üzere Ceyda Abla sayesinde önceden rezervasyon yaptırdığımız Artvin merkezdeki öğretmenevine gittik. Tabi ki de aksiyon seven bu ekip hemen odasına çekilip dinlenmeye başlamadı. Artvin sokaklarındaki maceramızı Masum’un Deliklikaya Şelalesi‘ni kaleme aldığı yazıdan okuyabilirsiniz. Gelelim ikinci günümüze. İkinci gün sabah saat 8 civarı kahvaltımızı yapıp öğretmenevinden ayrıldık. Konaklama ücreti kişi başı 50 TL’idi. Buradan ayrıldığımızda ilk olarak Şavşat ilçesine bağlı Pınarlı Köyü’nde bulunan Balık Gölü‘ne, Cevizli Köyü’nde bulunan Tibeti Kilisesi‘ne, Karagöl‘e ve Artvin Merkez’e bağlı Hamamlı Köyü’nde yer alan Dolishane Kilisesi‘ne uğradık. Daha sonra başlıktan da anlayacağınız üzere yazının asıl konusu olan Maral Şelalesi‘ni görmek için Borçka ilçesinde yer alan Maçahel Vadisi‘ne doğru yola koyulduk.

ŞİMDİ BİLDİĞİNİZ TÜM VADİLERİ UNUTUN

Bahsettiğimiz şelale; Artvin ile Gürcistan’ın Acara Özerk Cumhuriyeti’ne yayılan Maçahel Vadisi‘nde, Karçal Dağları’nın eteklerindeki Maralköy‘de yer alıyor. Bölge, 1921’de yapılan referandum sonrası Rusya-Türkiye arasında yapılan sınır anlaşmasıyla bugünkü halini almış. Vadide bulunan 18 köyün 12’si Gürcistan, 6’sı ise Türkiye sınırlarına dahil edilmiş. Türkiye sınırları içindeki bu 6 köyün ismi Camili (merkez köy diyebiliriz), Efeler, Kayalar, Uğurköy, Düzenli ve Maralköy. Vadide yer alan köyler yerleşim özellikleri bakımından el bileği ve 5 parmağa benzetildiği için Gürcü dilinde “Maça” el, “hel” bilek anlamında Maçahel olarak anılıyor. Gürcü sınırı Camili Köyü’nün hemen aşağısından geçiyor. Kış şartları çok çetin geçtiği için, uzun bir süre yağan kar yerden kalkmıyor ve yollar kapanıyormuş. Bu sebepten dolayı köylerdeki acil durumlarda (hastalık, doğum vs.) yerli halk  Gürcistan-Türkiye arasında imzalanan protokol kapsamında Borçka ya da Artvin yerine özel araçlar ile Gürcü tarafına götürülüyormuş.

Pek ele benzetemesem de Camili bileği; Maralköy, Uğurköy, Efeler, Düzenli ve Kayalar ise beş parmağı temsil ediyor.

Camili Havzası olarak da tanımlanan bu vadi 2006 yılında UNESCO tarafından ‘Dünya Biyosfer Rezerv Alanı‘ seçilerek Türkiye’nin ilk biyosfer alanı unvanı alan yeri olmuş. Biyosfer alanı ‘küresel öneme sahip doğal alanların korunması ve yöre halkının sürdürülebilir gelişimini sağlamak amacıyla UNESCO tarafından onaylanan alanlar’ şeklinde açıklanabilir. Dünya’da bu şekilde 621 rezerv alanı varmış. Bunlarda birinin de bizim topraklarımızda olması mutluluk verici. Bölge aynı zamanda WWF ve TEMA tarafından da korunuyor. Bu gizli cennetin bu kadar bozulmadan kalmasının sebeplerinden biri, belki de en önemlisi; kış aylarındaki ulaşımın zorluğu. Yolların kardan dolayı 6 ay kapalı kalması ve dışarıdan kimsenin köye ulaşamaması adeta Maçahel’de zamanı durdurmuş (hatta geriye sarmış), bu sayede bölge yapısını koruyabilmiş.

MARAL ŞELALESİ’NE NASIL GİDİLİR?

Borçka’dan yola çıktığınızda Google haritalardan Maralköy’ü aratınca takip etmeniz gereken yol güzergahını hemen çiziyor. Buna göre yaklaşık olarak 52 km’lik bir yol gitmeniz gerekiyor. Ancak merkezden uzaklaşınca Gürcistan sınırında yola devam ettiğiniz için telefonunuz çekmeyebilir, GPS konumunuzu kaybedebilir (benim böyle oldu mesela; ama benden başka herkesin telefonu çektiği için sorun olmadı😊). Bulunduğunuz yolda hiçbir yere dönmeden direk devam edin ve yılmayın 😄 43 km sonra sağa doğru ayrılan Borçka Karagöl Tabiat Parkı’nı göreceksiniz. Buradan da dönmeden direk devam etmeniz gerekiyor. Aşağı yukarı 5 km kadar ilerleyince “MACAHEL GREEN ROOF HOTEL” ve “MACAHEL KONUK EVİ” diye 2 adet tabela göreceksiniz. Bu tabelalardan tam sol yaparak yukarıya doğru toprak yola girmelisiniz. Yaklaşık 4 km de bu şekilde ilerledikten sonra şelaleye ulaşabilirsiniz 😇

Google Haritalardan Maralköy’ü aratarak rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Kırmızı ok Borçka Karagöl Tabiat Parkına dönülen yeri gösteriyor. Siz direk devam etmelisiniz. Yolun  devamındaki Maçahel Vadisi haritada net olarak görünüyor 😊
Bahsettiğimiz konaklama yerlerinin tabelaları ve sizin izlemeniz gereken yol (beyaz ok)
Yolun son 4 km’si de bu şekilde toprak…

Buraya kadar olan kısım sizin içindi. Şimdi gelelim bizim yolculuğumuza. Biz yolumuza devam ederken sis yavaş yavaş görüş mesafemizi azaltmaya başlamıştı. Ancak bu sis bizim gibi yılmayan dörtlüye vız gelir tırıs giderdi. Çünkü SER-TUR (Böyle bir tur şirketi gerçekte yok. Sadece bize özel😉) ayrıcalıkları ve kalitesi ile bize tüm dağlar bayırlar düz yol, sisli yağmurlu tüm havalar pırıl pırıl geliyordu. Derken ilerledikçe sis iyice yoğunlaştı ve görüş mesafemiz neredeyse 1 m’ye kadar düştü. Bu yoğun siste ve araçtaki sessizlikte bir süre yol aldık. Tabi bu sırada ben “İnşallah Serdar Abi ve Ceyda Abla sis sebebiyle dönelim demezler.” diye içimden geçirirken Serdar Abi ve Ceyda Abla da “Acaba dönelim diyecekler mi?” diye içlerinden geçiriyorlarmış. Masum’u hiç söylemiyorum bile. Çünkü ona göre “Ölmek var dönmek yoktu“. Tabi bu içimizden geçirdiklerimizi şelale dönüşünde dile getirdik 😅

Serdar Abi sisin içinde yılmadan ilerlerken Ceyda Abla da fotoğraf çekmekten geri kalmıyordu. Bu sırada biz de arkada sisin dağılması için enerjilerimizi birleştirip evrene güzel mesajlar vermekle meşguldük 😇. Kısacası yılmıyorduk 😅

Siste ilerlerken araçtaki sessizlik de devam ediyordu. Derken sükuneti bozan Serdar Abimiz oldu. “Gençler sizin şansınız nereye gitti, hani?” diyerek dikiz aynasından bir bakış attı Masumla bana. Bunun üzerine durur muyuz tabi hemen Masumla beraber tüm enerjimizi birleştirip sisin dağılması için iyi ve güzel şeyler düşünmeye başladık. Sonra ne oldu dersiniz. Tabi ki de şansımız bize yardım etti ve sis dağıldı. Tabi Serdar Abimiz Hacı Mehmet Şelalesi’ndeki yol bulurken bize yardım eden şansımız ve sisi dağıtmamız üzerine hâlâ ne kadar şanslı insanlar olduğumuzu kabul etmemişti (Gümüşhane’deki, Avusor’daki, Huser’deki şansımızdan hiç bahsetmiyorum bile). Tam bu sırada bir anlaşma doğdu. Daha önce şelalenin yolu şelaleye inen yere kadar gitmiyormuş. Yarım saatlik bir yürüme yolu varmış. Dedi ki “Eğer bu yol şelalenin olduğu yere kadar giderse şansınızla alakalı bir daha konuşmayacağım”. Ve tabi ki yine şansımız bize güldü ve aracımızla şelaleye inebileceğimiz yere kadar gittik. Biricik şoförümüz üzülerek de olsa artık çok ama çok şanslı insanlar olduğumuzu kabul etti ☺️

Vadiden Kareler… Havanın açılmasını fırsat bilen Ceyda Ablamızın objektifi de yol manzaramızdan nasibini aldı 😊

Tam patikaya ineceğiniz yerde “ŞELALE ET MANGAL MURAT’IN YERİ” diye kırmızı bir tabela göreceksiniz. Bu tabela patikanın başlangıcını gösteriyor size. Yaklaşık 15 dakikalık hiç de zorlu olmayan yürüme mesafeniz var. Masum ve ben önden, Ceyda Abla ve Serdar Abi arkadan yürümeye başladık. Patika yolu yeterince geniş, kuru ve çok az bir eğime sahip. Aşağıya indiğinizi anlamıyorsunuz bile. Patika yol bitince yan taraflarında tahta korkulukları bulunan merdivenleri inmeye başlıyorsunuz.

Bahsettiğimiz patikanın başlangıcındaki tabela 😊
Bu da bahsettiğimiz patika yol 😊 Burada da çok güzel fotoğraflar çekiliyor. Yürürken boş geçmeyin derim 😉
Bunlar da doğayla uyumlu merdiven korkuluklarımız 😊

15 dakikalık yolun tam ortasına vardığınızda “ŞELALE ET MANGAL MURAT’IN YERİ“ne geliyorsunuz. Burayı şelaleyi tam karşıdan gören ahşaptan bir seyir terası olarak düşünebilirsiniz. Tabi karşıdaki muhteşem doğa harikasını gördükten sonra bu terasta ne kadar kalabilirsiniz bilmiyorum. Çünkü bir an önce aşağıya inip bu mükemmelliği daha yakından görmek hatta yaşamak isteyeceksiniz.

Gürcistan sınırından göz kırpan bu güzelliği daha yakından görmek için sabırsızlanıyoruz 😇

Buradan sonra yola merdiven inerek devam edeceksiniz. Haliyle suya yaklaştıkça artan nemden dolayı zemin giderek kayganlaşmaya başlıyor. Ama buna rağmen şelaleye ulaşmak zorlu değil.

Çok az kaldııııııı…🙈

Sonunda yol bitmiş ve Maral Şelalesi tüm görkemiyle karşımızdaydı. Şelaleyi karşımda gördüğümde nutkum tutulmuş, gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Bir elimle de şaşkınlıktan kocaman açılmış ağzımı kapatıyordum. Şaşkınlığımı üzerimden atınca kendimi bir süre oyun grafiği içinde bir kahraman gibi, bir süre de National Geographic kâşifleri gibi hissettim. Yüksekten düşen suyun sesi diğer tüm sesleri duymamızı engellediğinden sadece bu gizli cennete odaklanmıştık. 63 metreden düşen suyun yarattığı hava akımını yüzümüzde hissetmek de daha farklı ve tarif edilemeyecek bir histi. Yöre halkı tarafından “Yeryüzü Cenneti” olarak adlandırılan şelale, çevresindeki doğal yaşlı orman ve bitki örtüsüyle muhteşem görüntüler oluşturuyor. Yeşilin tonlarının su damlalarıyla dansını izlemekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz burada.

İşte o an geldi 😮😶
Şelalenin döküldüğü yaklaşık 100 metrekarelik alana girebileceğinizi de hatırlatayım 😉 Bu sırada birbirlerine ne anlattıklarını merak etmiyor da değilim😜
Bunu benim selfi çubuğumla bensiz çekilmişler, olmamış tabi ki de 😜 Ben o sırada geleneksel ekip selfimiz için saçlarımı düzeltmekle meşguldüm 😅
Hah şimdi olduuuuuu 😉 Geleneksel ekip selfimiz de hazııııııır 😇

Pazar günü olmasına rağmen sadece biz oradaydık (bizden hemen önce bir gezi grubu turunu tamamlayarak oradan ayrılmıştı.) Sadece bizim bulunmamız da ayrı bir şans. Bu şaheserle birlikte bol bol fotoğraf çekilip, bol bol fotoğraf çektikten sonra üzülerek de olsa şelaleden ayrılıp az evvel bahsettiğim ahşap terasa çıktık. Burada da şahane fotoğraflar çekilerek dönüş yoluna koyulduuuuukkkk.

Böylesine bir güzelliği ardımızda bırakmak bizi içten içe üzse de, bu ekiple gezilecek daha nice yerlerin umuduyla yüzlerimiz gülüyor 😊😇

Bizim Maral serüvenimiz dolu dolu ve paha biçilmezdi. Ölmeden önce mutlaka bir kere görün, gösterin. Cennetin fragmanını Dünya’da görebilme şansınız varken bu fırsatı kaçırmayın derim 😉

Son olarak “BANA SELFİ ÇUBUĞUMU VERİN SİZE DÜNYA’YI GEZDİREYİM” adlı çalışmam için lütfen tıklayınız  😉

Hepinize bol gezmeli, bol tozmalı, bol şelaleli günler diliyorum. Hoşçakalın…🙋🏻

Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel

Yorumlar

    Ceyda

    (26 Ağustos 2018 - 22:22)

    Maral Şelalesi’nin patika yolu aslında bazıları için zorlayıcı olabilir. Ekibiniz genç ve güçlüyse sorun değil de, benim gibi ayakkabıları kayan, ayakkabısı kaymasa da düz yolda yürümeyi beceremeyenler için dikkatli olmaları önerilir. 😉

Bir Yorum Yazın

Yazar: Nagehan

Herkese Merhabaaaaa, Öğrenciliği asla bitmesin isteyen bir üniversite öğrencisiyim. Boş zamanlarımda faaliyetlerde yer almayı, gezip görmeyi en çok da gezdiğim gördüğüm yerlerdeki tüm manzaraları kadraja girerek kartpostal olmaktan itinayla alıkoymayı seviyorum ;)