Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Gürcistan sınırında yer alan Ardahan, Tunceli ve Bayburt ile beraber nüfusu en düşük illerimizden. Artvin, Erzurum ve Kars ile çevrili şehir, yaklaşık 1900 metre gibi yüksek bir rakıma sahip. Bu sebeple de kışları sert geçmekte.
Dağları, ovaları, vadileri, gölleri ile zengin bir coğrafyaya sahip olan Ardahan, gezilecek yerler açısından ise biraz geri planda kalmış durumda.
Ardahan Gezilecek Yerler
Ardahan Kalesi: Şehrin en önemli yapısı. Kura Nehri kıyısında kurulmuş olan kalenin ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Selçuklular döneminde inşa edildiği tahmin edilmekte. Kanuni Sultan Süleyman zamanında esaslı bir onarım (yeniden inşa?) geçiren kalenin surları günümüze kadar gelebilmiş.
Böylesine potansiyeli bulunan kalenin yeterince bakımı yapılmamış, bir tesisi bulunmuyor. Güzel bir şekilde değerlendirilip turizme daha çok katkı vermesi sağlanabilir.
Mevlüt Efendi Cami: Şehir merkezinin girişinde, kaleye oldukça yakın bir konumda yer alan cami 1701 yılında inşa edilmiş. Eski fotoğraflarına bakıldığına büyük bir restorasyon geçirdiği anlaşılıyor.
Kura Nehri: Ardahan’ın Göle ilçesinden başlayıp, Gürcistan’dan geçerek en son Hazar Denizi’ne dökülen nehir yaklaşık 1500 kilometre uzunlukta. Şehir merkezini ikiye bölen nehir bazı kış günlerinde donmakta.
Kongre ve Kent Müzesi: Tarih kitaplarında sıkça bahsedilmese de, Erzurum ve Sivas Kongrelerinden önce Ardahan Kongresi gelmektedir. Hatta geniş katılımlı olarak ikinci Ardahan Kongresi de düzenlenmiştir.
Bina 1911 yılından kalma. Güzel bir şekilde restore edilmiş. İçindeki eşyalar orijinal olmasa da aslına uygun. Giriş ücretsiz.
Şeytan Kalesi: Ardahan’a 44 kilometre uzaklıkta, Çıldır ilçesi sınırlarında yer alan kale, benim en çok ilgimi çeken yapılardan biri oldu. Karaçay Kanyonu’nun ortasında sarp kayalık üzerine bulunan kale Urartular dönemine tarihleniyor. Günümüze kadar ayakta kalabilmiş.
Kaleye ulaşım biraz sıkıntılı. Dar bir yoldan kaleye belli mesafeye kadar araçla yaklaşabiliyorsunuz. Ondan sonrasını tehlikeli bir patika yoldan gitmeniz gerekiyor. Kaleyi belediyece yapılan seyir terasından da izleyebilirsiniz.
Kinzi Kalesi: Ardahan – Ardanuç Yolunun 32. kilometresinde bulunan kalenin ne zaman yapıldığı bilinmese de mimari özellikleri açısından Urartular döneminde inşa edildiği tahmin ediliyor. Osmanlı ve Selçuklu zamanlarında da aktif olarak kullanılan kaleden geriye pek bir şey kalmamış.
Çıldır Gölü: Kars – Ardahan sınırında bulunan göl, buraya turistik amaçla gelenlerin uğrak noktası. Kış aylarında donan gölün üzerinde gezilebilmesi, atlı kızak turu yapılabilmesi ve buz kütlesini kırarak balık avlanabilmesi ile ün yapmış durumda. Gölden çıkarılan sarı balığı göl kenarındaki işletmelerde yiyebilirsiniz. Ben tadını çok beğenmemiştim.
Bu arada gölün donmamış hali de görülmeyi hak ediyor. İki farklı halini gören biri olarak, kış ayları haricinde de burayı gelmeniz tavsiye edilir.
Ardahan’ı geride bırakırken hedefimde Doğu Anadolu’da gezmediğim iller olarak Muş, Iğdır, Siirt, Hakkari ve Şırnak kaldı. Hedefim ülkemizin tüm illerini gezebilmek…
Gezmek Güzel Şey & Hayat Gezince Güzel